TÜRK IRKI TARTIŞMASI
Günlük bilgi, insanların günlük hayatta kullandıkları, bilimsel alt yapısı olmayan, ölçülemeyen, gözlenemeyen ve göreceli bir bilgi türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle bilimsel kimliği olanların günlük bilgiye dayalı yorumlarının çok farklı şekilde değerlendirilmesi kaçınılmazdır.
Toplumu ilgilendiren konularda gerek basında gerekse televizyonlarda konuşanların halkın kafasını karıştırmaması için bilimsel bilgiye dayalı değerlendirmeler yapmalarında fayda vardır.
Çünkü bilimsel bilgiye dayalı veriler kişiden kişiye değişmemenin yanında, ölçülebilmekte, gözlenebilme ve ispatlanabilmektedir.
Gelelim bu hafta gündemi meşgul eden Türk Irkı tartışmasına. Türk Irkı yoktur veya Anadolu’da Türk Irkı yoktur genellemesi doğru bir ifade değildir.
Eğer bunun doğru olduğunu iddia ediyorsanız, bu ülkedeki bütün insanların DNA’sına bakıp bu yargıya varmalısınız. Bunu yapmadan bu şekilde konuşmak kuşkusuz doğru değildir.
Türkler hem ırk olarak hem de bir millet olarak dünyanın farklı yerlerinde yaşamaktadırlar ve dünya medeniyet tarihine önemli katkılar yapmışlardır. Irk, biyolojik bir gerçekliktir. Bugün dünyanın değişik yerlerinde biyolojik olarak Türk Irkına mensup topluluklar vardır.
Buna karşın Anadolu ölçeğinde ise, Türk bir ırkın yanında bir milletin de adıdır. Bu coğrafyada Türk Milleti kavramı sosyal ve kültürel bir olgu olarak ön plana çıkmıştır. Bin yıldır Anadolu’da Türk Milleti farklı etnik yapı ve kültürleri bir araya getiren bir milletin adıdır. Bu yapıda elbette bir ırki birliktelik aramak çok mantıklı değildir, burada esas olan ortak kültürdür.
O kültür ise şemsiye niteliği taşıyan Türk kültürüdür. Osmanlı farklı etnik yapılardan oluşan bir devlet olmasına rağmen, pek çok Batı kaynağında Türk İmparatorluğu olarak tanımlanmaktadır.
Doksanlı yıllarda Bosna’da öldürülen Boşnaklar, biyolojik olarak Türk ırkına mensup olmadıkları halde, Türk – İslam kültür dairesine girdikleri için Türk addedilmiş ve Müslüman olmanın yanında Türk de kabul edildikleri için katledilmişlerdir.
Özetle özellikle sosyal konularda çok keskin ve net yorumlardan kaçınılmalı ve bilimsel verilere dayalı değerlendirmeler yapılmalıdır. Aksi halde toplumun genelini ilgilendiren konularda yaptığınız değerlendirmeler tartışmaya her zaman açık olacaktır.