Niçin Türk Dünyası? “İnsanlık Dünyası” olsun…
Daraltılmış bir dünyanın kime ne faydası var?
“Evrensel bir dünya ve bütün insanlık.”
Evet bu büyük bir insanlık hayali. Ve Kaf Dağı’nın ardına hapsedilmiş bu hayalin “korucu zebanileri” var…
***
Batı dünyası, İslam dünyası, Avrupa Birliği, Afrika Birliği, Şengay Beşlisi, Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği, İngiliz Milletler Topluluğu, Arap Birliği ve benzeri gibi birlikler bir dünya gerçeği olarak güncelliklerini koruyor.
Buradan bakıldığı zaman “Türk Birliği” hayal gibi görünmüyor. Zira Türk Birliği’nin; Hun&Göktürk çağlarına inen tarihi zemini; Sultan Galiyev’den İsmail Gaspıralı’ya, Yusuf Akçura’dan Atsız’a kadar uzanan fikri zemini ve Mete Han’dan Atatürk’e uzanan lider kadrosu var.
Yukarıda bahsi geçen birliklerin hiç birinin böyle bir tarihi zeminleri yoktu. Hatta birliklerin çoğu, Avrupa Birliği’nde olduğu gibi tarihi düşmanlık zeminlerinden geliyorlardı.
ncelendiğinde görülecektir ki bu birliklerin kurulmasında ekonomi, coğrafya, siyaset ve konjonktürel (her türlü durum ve şartın ortaya çıkardığı sonuç) durumlar belirleyici olmuştur.
Peki ya Türk Birliği? Hayali bile hayal…
Kim kurdurmuyor bu hayali?
Cevabımız hazırdır: Amerika, Rusya, Çin, İran, İsrail gibi artık ezberlediğimiz klasiklerimiz. Yani bu hakemlerle şampiyon olunamaz psikolojisi. Hep saha dışı faktörler, dış güçler.
Bu kimisi küresel güç, kimisi bölgesel güç durumundaki unsurlar elbette ki Türk Birliği hayalinden rahatsızdırlar. Doğrusu onlardan başka bir tutum beklemek hayalciliktir.
“Hiçbir çıkış, hiçbir oluşum bir başka güçten medet umarak yol alamaz, elbette ki rağmen hamleler değerli ve kalıcı sonuçlar verir.”
Türk Kurtuluş Savaşı bu gerçeğin en değerli örneğidir. Yedi düvele karşı, olumsuzluklar bataklığından, güneşi batmayan ufuklara.
***
Son günlerde yaşananlar Türkiye-Azerbayacan ilişkilerini oldukça geliştirdi. Her iki taraftaki duygu patlaması “Çırpınırdı Karadeniz dalgalanmasından Sarı Gelin türküsüne aktı.”
O halde şartlar tam da Türk Birliği fikrinin güçlenmesinden yana diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz bence sadece anlık duygu patlaması dönemindeyiz. Bu tutumu biraz daha hamleci duruma getirme iradesi ortaya koyduğumuzda; her zamanki gibi küresel güç sızlanması da peşi sıra gelecektir. Çünkü biz bu tür dalgalanmaları dönem dönem yaşadık ve kısa sürede bahsi geçen o kısır döngüye girdik. Ve türkülerimizi başka bir konjonktürel dönemde kullanmak üzere rafa kaldırdık.
***
Hayalini bile doğru kurabilmek için, çok ama çok büyük emek harcamak gerek. Dış güç sızlanmalarıyla ve hamasetle devam edersek ancak yerimizde sayarız.
Türk Birliği fikrinin bir ırkçılık projesi olmadığı, fikrin sahipleri ve muhatapları tarafından iyi bilinmeli. Türk dünyası arasında; sosyo-kültürel birlik, siyasal ve ekonomik dayanışma, dil ve alfabe birliği oluşturma düşüncesi, küresel dünyanın dengelenmesi bakımından da insanlığa da katkı yapacaktır.
Birlik fikri; akılla, siyasetle, bilimle, dengeyle ve tabii duygu dünyasıyla temellendirilmeli. Bu temelin harcı şüphesiz ki Türk dilidir.
Türk dili bayrağının dalgalanması; ortak alfabe, Türk Kurultayları, Türk Bilim Kongreleri, Türk Edebiyatı Kongreleri, toylar, okullarda ortak dersler, ortak tv yayınları, belgeseller, Türkçe arama motoru, Türk Dünyası turları…ve benzeri girişimlerle mümkün olacaktır.
***
Türkiye, bir an önce kendisine yüklediği ağabeylik konumunun oluşturduğu üstünlük psikolojisini terk ederek yüzünü içtenlikle doğuya, güneşin doğduğu yöne çevirmeli. Macaristan’dan Doğu Türkistan’a, Yakutistan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Devletine kucaklayıcı bir Türkiye.
Azerbaycan için gösterilen duyarlılık Türk Birliği hayalini desteklerken, Doğu Türkistan sorununda takınılan tavır birlik düşüncesiyle çelişmiştir. (Ne yazık ki Türkiye, Doğu Türkistan’da ki insan hakları ihlalleri araştırılsın önergesine imza vermemiştir.) Türkiye, insan hakları ihlalleri konusunda örnek gösterilecek tavizsiz bir tutum sergilemelidir.
Görülüyor ki; Türk dünyası boşluk, gevşeklik ve hamaset kaldırmıyor. Rusya, Amerika, Çin ve İran gibi devletler, hem görünür hem de derin güçleriyle Türkiye’nin alanını iyice daraltmışlardır. Ne yazık ki bölgede FETÖ yapılanmasının da hala etkili olduğu görülmektedir.
***
İran’a Valah’tan Rabia Kadir’e.
Ebul Feyz Elçi Bey’den Osman Batur’a.
Azerbaycan’dan Doğu Türkistan’a.
Hayalden gerçeğe…