Bu yazımda, Mehmet Ekici’yle ilgili yaşananların perde arkasını ve yönetimin beceri eksikliğinin sonucu adeta devlet meselesi haline getirilmesini irdelemeye çalışacağım. Aslında Mehmet’le ilgili bir yazı kaleme almıştım ama sonraki bir haftalık süreçte de öylesine olaylar yaşandı ki, bir yandan bu yaşananları, diğer yandan da yapılan yanlışları ve büyük kulüplere yakışmayacak tavırlarla ilgili tahlilde bulunmak da kaçınılmaz oldu.

Evet, Mehmet, 2,5 yıl önce Türkiye’de öyle çok da piyasası olan bir futbolcu değilken, 1,5 milyon Euro karşılığı Werder Bremen’den Trabzonspor’a transfer vedildi. Ben bu futbolcunun oyun stiline hiç ısınamadım. Bireysel oyunu tercih eden, sadece kendi egosunu şişirmeye çalışan, takımı, takım arkadaşlarını hiç de dikkate almayan bir oyun felsefesine sahip olan Mehmet Ekici, ilk yılında duran toplardan attığı ve attırdığı gollerle ülke futbolunun gündeminde önemli yer edindi. Zaten bu ülkede yüzlerce yanlışı yapanlar, birkaç doğruyla birlikte el üstünde tutulmuyor mu!. Bu futbolcu da o şansı isimlerden biri oldu Sonrası ise büyük bir düşüş… Geçen sezon yaşadığı Erkan Zengin olayından  dolayı takıma hiçbir katkı sunamadan 1 milyon 400 bin Euro kazandı. Bu sezon da yine katkısız bir Mehmet Ekici sahada vardı.

Yani sıradan bir oyuncu neler yaparsa, Mehmet de onları yapmanın ötesinde artı değer üretemeden 6 ayı geride bıraktı. Sözleşmesi sezon sonunda bitiyordu. O kadar verimsizdi ki, yönetim uzun süre bu futbolcuyla sözleşme yenilemeyi düşünmedi. Fakat bir anda ne olduysa Muharrem Usta, Mehmet Ekici’yi aradı, “Seni bu takımın Messi’si olarak kabul ediyoruz. Yeni stat yapıyoruz. Bu statta seninle birlikte olmak istiyoruz. Bu kulübün 10 yıllık geleceğinde senin liderlik etmen arzusundayız” diye söze başlamasının ardından, ne kadar para istediğini sordu. O da, kendisini Messi’yle kıyaslamadı belki ama Onur Recep Kıvrak kadar kazanması gerektiğini düşündü bu şartlarda… Ve 2 milyon 200 bin Euro’dan kapıyı açtı. Usta önce 1 milyon 600 bin Euro verdi, sonra da 1 milyon 700 bin Euro’ya çıktı. Mehmet ise 2 milyon Euro’ya kadar indi.

SATIP PARA KAZANMA DÜŞÜNCESİ DOĞRUYDU DA!..

Anlaşma şartları oluşmamıştı ve bir anda Mehmet’in ara transfer döneminde satılarak ranta dönüştürülmesi fikri ağırlık kazandı. Aslında en doğrusu da buydu… Mehmet de zaten şartlar uyarsa İstanbul’un yolunu tutmaya çoktan karar vermişti. Bunun yanında Mehmet’e ödenecek ücretin onun verimiyle geri dönüşümü mümkün değildi. Başkan Usta Mehmet Ekici’yle bir araya geldi. Tecrübeli oyuncu, “Ben bu şartlardan sonra Trabzonspor’da kalmayacağım. Beni devre arasında satın, kulüp de para kazansın, ben de kazanayım. Ben kulüp seçmiyorum. İstanbul’un 3 kulübünden hangisi ile anlaşırsanız ben de o kulübe giderim” dedi. Muharrem Usta bu öneriyi olumlu buldu. Mehmet’i önce Galatasaray cephesinden aradılar. Bu kulüp Mehmet’i sezon sonu bedava almak istiyordu. Muharrem Usta bunu duyunca küplere bindi. Sarı-Kırmızılı yöneticilere tepkisi sert oldu. Sponsorlukları iptal etmekten tutun da Burak, Cavanda gibi oyuncular dolayısıyla var olan alacaklar için mahkeme kapılarına gideceğini söyledi. Onlar hemen devreden çıktılar. Bu kez Fenerbahçe ve Beşiktaş ile görüşmeler başlatıldı.

Sayın Usta bizzat Ali Yıldırım’ı arayarak, Mehmet Ekici’yi Fenerbahçe’nin isteyip istemeyeceklerini sordu. O da, yönetim ve teknik direktörle görüşüp kararı bildireceklerini dile getirdi. Dick Advocaat, “Mehmet gelirse şampiyon oluruz” dedi. Zaten Trabzon’daki maçtan sonra da oyuncuyla konuşmuştu. Olumlu yanıtı almıştı. Bunun üzerine Aatıf+500 bin Euro karşılığı Mehmet takasıyla Fenerbahçe ile el sıkışıldı. Başkan Muharrem Usta da, Mehmet’in Fenerbahçe ile görüşmesini istedi. Bu oyuncu Sarı-Lacivertlilerle görüştü ve anlaştı. Ancak, Aatif, Trabzonspor’a gelmeyeceğini söyledi. Bu kararında Sivasspor başkanı Mecnun Odyakmaz’ın parmağı olduğu ileri sürüldü.

Fenerbahçe cenahı bunun üzerine Faslı oyuncuyu kadro dışı bıraktı ama geri adım attıramadı. Mehmet Ekici Trabzonspor yönetiminin de kendisini Fenerbahçe’ye vereceğini düşünerek resmi sözleşmeyi de imzaladı. Aatıf olayı gerçekleşmeyince Başkan Muharrem Usta anında Beşiktaş’a yöneldi. Şenol Güneş, “Mehmet olsa da olur, olmasa da olur” tavrındaydı. Başkanları Fikret Orman da, Mehmet’e sözleşme imzalatıp, yeni sezonda Oğuzhan veya Tolgay Aslan’ı göndererek bu oyuncuya yer açarak kadroya dahil edeceklerini el altından duyurdu. Mehmet Ekici bu duruma zaten içerledi.

TOLGA ZENGİN’İN ÇABALARI DA SONUÇ VERMEDİ

Fikret Orman ve Şenol Güneş’in kendisini değersizleştirdiğini, buna karşılık Dick Advocaat’ın çok önemli kıldığını düşündü. Kesin kararını verdi. Fenerbahçe için attığı imzadan artık geri dönüş yoktu. Ama bu arada Beşiktaş ile Olcay Şahan için el sıkışıldı, anlaşmaya varıldı ve imzalar da atıldı. Mehmet Ekici’ye, “Biz anlaşıyoruz, sen ne dersin?” bile sorulmadı. Beşiktaş ile 200 bin Euro ve bu Mehmet’in bonservisi karşılığı Olcay anlaşması yapılmış, kulüp de resmi sözleşmeyi imzalamıştı. Yani Mehmet Ekici, Fenerbahçe ile sözleşme imzalamışken, Trabzonspor ise futbolcuyu Beşiktaş’a satmıştı. Mehmet, Beşiktaşlıların ısrarlı taleplerine karşın, ‘hayır’ yanıtını verince, bu kulüp tarafından kadro dışı bırakılması istendi. Muharrem Usta da bonservisini verdiği oyuncusunu hemen kadro dışı bıraktı. Bu zorlamayla birlikte Mehmet’in kararını değiştireceği düşünüldü. Oysa adam resmi imzayı Fenerbahçe’ye atmıştı, vazgeçerse FİFA’lık olur, ağır ceza yerdi. Tabii bu o günlerde tam bir sırdı.

Başkan Muharrem Usta’nın, TRT’de Ersin Düzen’in canlı yayınındaki sözleriyle birlikte yeni bir tartışma başlarken, Mehmet Ekici, Fenerbahçe’den başka hiçbir kulüpte oynamayacağını kamuoyu ile paylaştı. Bu arada Başkan Usta, Avrupa’dan teklif varsa, bunu değerlendirebileceklerini aktardı ama yine de geri adım atması sağlanamadı. Artık son günler yaklaşıyordu. Beşiktaş adına Mehmet Ekici’yi, Trabzonspor eski kaptanı Tolga Zengin aradı. O bile Mehmet’i ikna etmek için dil döktü ama başarılı olamadı.

OYUNCU ‘EVET’ DEMEDEN BİR KULÜBE SATILIR MI?

Artık zaman tükeniyordu. Başkan Muharrem Usta, yanında Asbaşkan Ahmet Çubukçu olduğu halde, Mehmet Ekici’yi apar topar kulübe çağırdı. Kadro dışı kalan, 130 bin Euro para cezası verilen bu futbolcuyla ne konuşacaklardı? Mehmet de, Fenerbahçe için izin çıktığını düşünerek kulübe koştu. Kendisini ikna etmek için dakikalarca dil döktü ama yine aynı yanıtı aldı. “Ben Fenerbahçe’den başka takıma gitmeyeceğim.” Başkan Usta bu kez de,  “Gel o zaman Beşiktaş başkanına, bu kulübe gitmek istemediğini söyle” dedi.  O da, “Ben Tolga ağabeye her şeyi söyledim. Adamlara bir kez daha kendilerini istemediğimi söylemem doğru olur mu? Sonuçta onlar da büyük camia ve rencide olmalarını istemem” diye karşılık verdi. Mehmet Ekici tesislerden ayrıldı.  Ancak o da ne, gece yarısı bir kez daha Mehmet’in telefonu çaldı. Arayan Ahmet Çubukçu’ydu.

Yeniden tesislere gitmesi isteniyordu. O da gitti. Yine kendisi lehine bir gelişmenin olacağını düşündü. Ama yanılmıştı. Çünkü Çaykur Rizespor 4 aylığına da olsa bu oyuncuyu istiyordu. Beşiktaş da Çaykur Rizespor’a gitmesine razıydı ama Fenerbahçe’ye gitmesini kesinlikle istemiyordu. Beşiktaş kulübü elinde bulundurduğu yetkiyi sonuna kadar kullanacaktı. Mehmet Ekici şaşkına dönmüştü. Bu Çaykur Rizespor işi de nereden çıkmıştı. Kimilerine göre araya çok güçlü siyasiler girmiş, dolaylı yoldan Rizespor’un kurtuluşu için böyle bir transferin gerçekleşmesi ricasında bulunmuştu.

Mehmet ise şartlar ne olursa olsun, 4 ay boyunca hiçbir takımda oynamaya niyeti yoktu. “Ya ağır sakatlık geçirirsem, gelecek sezon için ne yaparım o zaman? Tüm planlarım alt üst olur” diye düşünerek Çaykur Rizespor’u da geri çevirdi. Hatta, Teknik Direktör Hikmet Karaman’ın telefonlarına bile çıkmama kararı aldı. Ve sonuç olarak 2 ay önce başlayan 1 aylık transfer mevsiminde her gün baş döndüren bir trafikle devam eden Mehmet Ekici’nin hangi takıma gideceğine dair sorular, 31 Ocak 2017 saat 24.00 itibarıyla son buldu.

Sonuç tam bir fiyasko!

GELİNEN NOKTA YÖNETME CÜCELİĞİNİN SONUCU

Bu fiyaskonun adresleri ise bizzat Trabzonspor’u yönetenlere ve bir de Beşiktaş başkanı ve o kulübün yönetenleridir. Çünkü sözleşmesinin bitmesine 4 ay kalmış bir oyuncu üzerinden hesap yapamazsınız. Bu futbolcu eğer gitmek istiyorsa yapılması gereken tek şey en iyi şartlarda satılmasını sağlamaktır. Ancak futbolcu eğer bir kulübe gitmek istiyorsa, siz de o kulüple tüm pazarlıkları şekillendirip, ‘Ne kadar para koparırsak kardır’ diyerek sonuna kadar mücadele edip,  satışını gerçekleştirmelisiniz. Mehmet, sözleşmesinin bitmesine 6 ay kala FİFA kuralları gereği istediği kulüple sözleşme imzalayabilir. Bu nedenle onu ne kadro dışı bırakabilir, ne de ceza verebilirsiniz. Ayrıca o futbolcu ile henüz anlaşmayan bir kulübe kendi pazarlıklarınızın sonucu bonservisini veremezsiniz. Onun, kaderi hakkında bir başka kulübü söz sahibi yapamazsınız. Bunu yaparsanız kendi kulübünüzü küçültürsünüz.

Beşiktaş gibi Türkiye futbol tarihinin en köklü kulübünü yöneten bir başkan da, oyuncusunu verdiği Trabzonspor’dan sözleşmesinin bitmesine 4 ay kalmış futbolcusunun tapusunu alarak sorunu çözebileceğini düşünmesi, o kulübü yönetenlerin acizliğidir. Hani, “Fenerbahçe’yi güçlendirmedim ya” diyebilirsiniz. Ama bir futbolcunun, “Ben Beşiktaş’a asla gitmem” demesine sebep olarak kulübünüzü küçültürsünüz. Nihayetinde Mehmet Ekici, sıradan bir futbolcu olarak sahada mücadele ederken, ve topa ayak vurmadığı son 2 ay içinde dünya starı muamelesi gördü gazete sayfalarında, TV ekranlarında ve internet sitelerinde… Bu aslında Mehmet’in yüceliği değil, Trabzonspor ve Beşiktaş’ı yönetenlerin cüceliğidir. Ülkeyi neredeyse bir tek futbolcunun transferi etrafında konuşmaya, düşünmeye, tartışmaya mecbur bıraktınız ya…

Helal olsun size!