SAYIN BAŞKAN; ŞAMPİYON KADRO BÖYLE KURULMAZ!
Trabzonspor Bakanı Muharrem Usta geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Bu açıklamasında, yeni transfer döneminde en az 4 çok üst düzey futbolcu alarak 50’nci yılda şampiyon olabilecek kadroyu kurabileceklerini dile getirdi.
Şaşırdım mı?
Tabii ki hayır!
Çünkü Sayın Usta ve onun gibi futbolun çok içinden gelmeyen insanların temel felsefesidir umut tacirliği yapmak… Algı operasyonlarıyla birlikte toplumu sürekli gelecekte yaşanacak cenneti vadetmek, gerçekleşmezse de çeşitli bahaneler uydurmak ve bir sonraki süreç için yeni vaatlerle yine toplumu uyutmak…
Sayın Başkanın sadece transfere yönelik topluma umut verme alışkanlığı ne ilk ne de son olacak. Daha önce de bu tür umutlar veren, pahalı ve gereksiz transferlerle birlikte taraftarların umutlarını sömüren ve sonuçta vaat edilen hiçbir hedefi tutturamayan başkan ve yönetimlerle sıkça karşılaştık. Bu da vizyondaki filmin bir başka versiyonu olarak karşımıza geldi…
Bu kadar transfer boşuna mı yapıldı?
Bir kere şunu ifade etmek gerekir ki, Muharrem Usta ve ekibinin göreve gelmesinden sonra tam 15 transfer yapıldı. 2016’nın ilk günlerinde Muhammet Demir ve Güray Vural alındı. Kulüplerine ve kendilerine de iyi paralar ödendi. Ana transferde ise 1461 Trabzon’dan Akakpo alındı. Castillo, Onazi, Ramil, Bero, Jan Durica, Jun Suk ve İbanez, takımın iskeletini tam olarak oluşturmak için gerekli önemli isimler olarak takıma katıldılar.
Peki sonra ne oldu?
Onlar da yetmedi…
Bu kez ara transferde futbolcu alma furyası başladı.
Olcay Şahan, Mas, Perreira, Rodallega ve Medjani transferleri yapıldı. Tabii ki birkaç iyi sonuç ile birlikte ara transferde alınan 5 futbolcu topluma şirin gözüktü. Oysa yapılan transferlerde temel felsefe olarak ne 2016’nın ara transferinden, ne de 2017’nin ana transfer döneminden farklı bir felsefe ortaya konulmadı. Hatta yaşlarına bakınca yönetimin düşünsel anlamda daha da geriye gittiğini söyleyebiliriz. Çünkü 32 yaşındaki Perreira, Rodallega, Medjani, 29 yaşındaki Olcay’ı ve 28 yaşındaki Mas’ı almak Trabzonspor’un politikası olmaz, olamaz. Ama bozuk saatin 24 saatte iki kez doğruyu göstermesi gibi bir durum ortaya çıktı. Birkaç iyi sonuç büyük kesimi memnun etti ve sanki doğru transfer politikası izlendiğine dair düşünce egemen oldu. Oysa tam tersi olduğu zamanla ortaya çıkacak, göreceksiniz!
Deneme yanılma yönteminin devam ettiği bu transfer planlaması Trabzonspor’un hiçbir biçimde bünyesine uymaz. Ama bazen tutmuş gibi gözükebilir. Benim iddiam yine de orta ve uzun vadede büyük bir hayal kırıklığının yaşanacağı şeklindedir.
Yeni bir felaket hazırlayıp, sonra köşelerine çekilirler
Peki Sayın Başkan için, ‘Şampiyon kadro böyle kurulmaz’ şeklindeki ifademin temelinde yatan düşünce nedir? Bunu da kısaca anlatarak derdimi anlatayım isterseniz. Bir yönetim kurulu 1 yıllık süre içinde tam 15 transfer yapmasına ve geçmiş yönetimler döneminde transfer edilmiş ve yararsız görülmüş 20’in üzerinde oyuncu bırakmışsa ve hala asıl hedefi olan şampiyonluk mücadelesine güçlü bir şekilde katılacak kadro oluşturulamamışsa, başarı beklentileri hala yeni yapılacak transferlere bağlanmışsa bu insanların futbol aklıyla dalga geçmekten başka bir anlam ifade etmez…Yapılmak istenen, her dönem taraftarı geleceğe dönük umutlarla oyalamak, sayısız transfer yapmak, başarısızlığın faturasını hiç günahı olmayanlara ya da çok az sorumluluğu olanlara yıkmak ve sonrasında da zeytinyağı gibi su üstüne çıkmaktır. Nihayetinde yeni bir enkaz yığını yaratarak yönetim koltuklarından feragat etmek zorunda kaldıklarında da hiçbir hesap ödemeden köşelerine çekilmektir.
Umarım yanılırım!
*********************************************************
YUSUF YAZICI'NIN 5 YILLIK İMZASI VE ALINMASI GEREKEN DERS!
Trabzonspor’un altyapısından yetişen ve geçen sezonun devre arasında A takım kadrosuna alınan, bu sezonun ilk yarısının son bölümünden başlayarak, ikinci yarısında da önemli işler üreterek takımın önemli isimleri arasına giren Yusuf Yazıcı’nın sözleşmesi 2022 yılına kadar uzatıldı. Yani 5 yıllık yeni anlaşma yapıldı. Yusuf yaptığı yeni anlaşma gereği aylık 25 bin lira garanti ücret alacak. Yönetim, annesinin üzerine sanırım en fazla 250 bin lira değerinde bir daire yapacak, kadroda olduğu ve kazanılan her maçta da 10 bin lira primle ödüllendirilecek.
Yusuf Yazıcı eğer bir şımarma belirtisi göstermezse, gerçek futbolcu gibi yaşar ve gelişimini sürdürürse birkaç yıl sonra 10-15 milyon Euro’ya Avrupa’nın önemli kulüplerine satılabilecek duruma gelecektir. İstendiği takdirde de takımın kadrosunda tutulurken, sahada elde edilecek başarılara da üretkenliği ile büyük katkı sunacaktır. Henüz 20 yaşında geleceği böylesine parlak gözüken bir futbolcu, altyapısından yetiştiği Trabzonspor ile kaderini 25 yaşına kadar bağlarken, annesi için kendisine sunulan evi de sayarsak ortalama 400 bin lira civarında bir para kazacak. Kuşkusuz bu rakam ücretli insanlarımız için çok büyük kabul edilebilir ama Süper Lig düzeyinde futbol oynayanlar için çerez parası bile değil…
Yusuf’un maliyeti ve genç transfer kıyaslaması
Unutmamak gerekir ke, Yusuf Yazıcı yeni sözleşme yaparken, her hangi bir kulübe bir lira bile bonservis bedeli ödenmemiştir. Yani maliyeti sıfırdır ve yukarıda da söylediğim gibi gelişimini bu şekilde devam ettirirse takıma çok önemli katkılar yapacaktır.Buna karşılık, sadece Muharrem Usta’nın bir yıllık süre içinde yaptığı birkaç transferden söz etmek istiyorum. Özellikle genç oyuncuları değerlendirmeye alacağım. Biliyorsunuz Slovakya’nın AS Trencin kulübünden Matus Bero transfer edildi. Bu futbolcu da 20 yaşındaydı. Kulübene tam 2,5 milyon Euro bonservis bedeli ödendi. Yani takıma henüz hiçbir katkı sunmadan kulübü için Trabzonspor kasasından tamı tamına 10 milyon lira çıktı. Bunun yanında kendisine de 4 yıllık 1 milyon 800 bin Euro ödenecek. Yani her yıl için 450 bin Euro… Yani Euro’yu 4 liradan düz hesap edersek bu futbolcu yllık 1 milyon 800 bin lira garanti ücreti cebine indirecek.
Peki Bero mu daha yetenekli yoksa Yusuf Yazıcı mı?
Yararlılık ve maliyet hesaplaması yapıldığında ortaya bir uçurum çıkıyor değil mi?
Ramil’e gittiği kulüpte ödenen para bile daha yüksek
Bir başka genç örneğimiz de Ramil Sheydaev olsa gerek… Sheydaev’in bonservisi elindeydi. Zenit kulübünden transfer edildi. Kendisine yıllık 450 bin Euro ödenecek. Ancak ilk yarıda hiçbir varlık gösteremeyince Slovakya’nın Zlina kulübüne kiralandı ve kendisine aylık 10 bin Euro’yu Trabzonspor ödeyecek. Yani yıllık 120 bin Euro…Türk para biriminden hesaplarsak 500 bin lira yani… Trabzonspor, çok yetersiz gördüğü için bir başka kulübe kiraladığı genç oyuncu için bu kadar önemli bir parayı gözden çıkarmış oldu…
Takıma transfer edilen ve hiçbir işe yaramayan, milyonlarca Euro bonservis bedeli ödenen, kendilerine de devasa paraların verildiği orta yaşlı, ya da yaşlı futbolcuların hiçbirini bile örnek vermeye gerek duymuyorum.
Ders alır mı, yoksa ‘Parmağım gözüne’ sistemi sürer mi?
İki genç yabancı ile Yusuf Yazıcı kıyaslaması bile tek başına altyapının ve buradan üretilecek olan genç isimlerin önemini ortaya koymaya yetiyor değil mi? Trabzonspor’un kurtuluş formülünün de altyapısından gelecek oyuncularının sayısını en üst noktalara taşımaktır. Bu kulübün olmazsa olmazı budur. Buradan gelecek oyuncular hiçbir işe yaramazsa dahi, en azından çok düşük maliyetleriyle birlikte kulübün ekonomik çıkmazın içine girmesinin nedeni olmayacaklar. Oysa dış transferde yapılan en küçük hata bile kasanın boşalmasına, gelir-gider dengesinin korkunç derecede bozulmasına, nihayetinde ise iflasına kadar gidebilecek bir sürecin çakıl taşları olacaktır.
Bilmiyorum sadece Yusuf Yazıcı örneği bile Trabzonspor’u yönetenlerin aklını başına getirmeye yeter mi? Yoksa yine ‘elim gözüne’ misali macera peşinde koşmaya mı devam ederler?
Bekleyip göreceğiz!