Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri 3 nolu çim sahasında Trabzonspor’un idmanını izledim dün..
Güzel bir havada, çok çok güzel bir sahada gerçekleştirilen idmanı..
İster istemez çamur deryasında yapılan antrenmanlar, Trabzon-Akçaabat asfaltındaki koşular geçti gözümün önünden..
Toplar bile adeta ‘vur bana’ diye tahrik ediyor adamı..
Yani, günümüzün futbolcuları da, teknik adamları da çok şanslı..
Bir de kendi insanımıza hak ettiği değeri vermeyi becerebilsek, her şey çok daha güzel olacak.

***

Sadi Tekelioğlu hocamız  ve genç yardımcıları yaklaşık 1.5 saat mükemmel bir idman programı gerçekleştirdiler..
Kalp atışları ve nabızları ölçen polar saatli ısınma koşusundan sonra, hücumda ve defansta kademe ve derinlik, oyunun yönünü çevirme, ileri doğru paslaşma, dönen, seken toplar gibi uygulamalara yer vererek gerçekleştirilen yarı sahada yapılan çift kale maç ve ardından sağdan soldan orta, şut çalışması..
Birkaç amaca yönelik tempolu ama oyuncuyu sıkmayan idmanda, futbolcuların istekli ve birbirleriyle kaynaşmış halleri  bana umut verdi.
Cardozo’nun toplara vurmaktaki becerisi ve isabeti ile genç kaleci Oğulcan’ın en az 10 yıl Türkiye’nin en iyi kalecisi olacağının açık emarelerini gördüm.. Sabreden derviş muradına erermiş diyerek 2. şansını iyi kullanan Aykut’un maç ciddiyetindeki futbolu, işte hep böyle olunmalı dedirtten cinstendi.
Milli takımlarda bulunan oyuncular dışındakilerle gerçekleştirilen idmanda aslında tüm futbolcuların gayreti dört dörtlüktü..
Sadi Hoca’nın yardımcılarından Salih Tekke’nin  “Ayağında problem varsa sen  çıkma” dediği Constant’ın bile idmandaki  arzusu takımdaki güzel havanın açık kanıtıydı.
Ve tabi Sadi Tekelioğlu’nun kendinden emin ve güven veren tavırlarıyla olaya hakimiyeti bana “İyi ki idmana gelmişim” dedirtti.
Takımda gördüğüm  bu olumlu havaya güvenerek diyorum ki; Trabzonspor, Gençlerbirliği maçını 3-4 gollü bir skorla kazanır..