Trabzonspor yıllar sonra, bileğinin hakkı ile net bir şampiyonluğa koşarken, maçlarını oynadığı Akyazı Stadyumu ile ilgili meslek sınırları içerisinde olsun olmasın, birçok kafadan farklı açıklamalar gelmektedir. Öncelikle mesleğinin önündeki akademik unvanlara saygı duymakla, her akademisyeni kendi meslek disiplini sınırları içerisinde açıklama yapmaya davet ediyorum. Konu diğer mühendislik disiplinlerinin vereceği veriler ile inşaat mühendisliği meslek alanının konusudur.
Akyazı dolgu alanı düşey fayların ve kuzeye 10 derece eğimli tabaka düzlemlerinin kontrol ettiği Akyazı aktif heyelan sahasının denize doğru devamında, deniz dolgusu üzerinde kurulmuş olduğu herkesçe bilinmektedir. Dolgu alnında ne tür bir dolgu yapılması gerektiği, tahkimat yapısının planına ve niteliğine uygun olup olmadığı, seçilen kazıkların sağlam kayaya soketleme şeklinde mi yoksa sürtünme kazığı olarak mı planlandığı, yapı projesi yapılırken, statik hesaplamalarda öngörülen oturma toleransları ve yük dağılımları gibi inşaat mühendisliği alanına giren konular hakkında bilgi sahibi olmadan ahkam kesilmektedir.
Öncelikle sondan başlayarak; Bu alanın dolgu planı hazırlanırken, detaylı jeolojik ve jeofizik çalışmalar yapılmış ve geoteknik açıdan hesaplamalar yapılmış mıdır? Bu alan doldurulurken önündeki koruma yapısı tahkimat yapılırken uygun tahkimat taşı kullanılmış mı ve planına uygun imalat yapılmış mıdır? Yapılan dolgu sınıfına uygun bir malzeme olarak mı doldurulmuş ve dolgu esnasında sıkışma testleri alınmış mıdır? Stadın temelinin oturtulduğu 4600 adet betonarme fore kazık sağlam zemine kaç metre soketlendiği, bu sağlam kayanın sınıfı, kesiti, üzerindeki faylar ve kırıklı mı kütle halinde mi olduğu gibi geoteknik veriler. Radye temelin kazıklar kaç metre içerisindedir ve kazıklar kısa kaldıkları için bir ilave yapılmış mıdır? Sorularının cevapları ilgili kurumlarda vardır ve bu konuda KTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünde konuyu analiz edecek çok değerli statik uzmanları mevcuttur, bu veriler, hocalarımıza verilerek yeniden analiz yaptırılıp ve yapı davranışı takip ettirilebilir.
Bütün bu veriler hesaplanmadan, oturmanın sanki yapı temelinde meydana geldiği izlenimi verilerek, dolgu zemindeki en fazla olduğu yerde ki 0,0096 metre gibi bir hareketin harita mühendisliği öğretim elemanlarınca bir tez çalışmasından alınarak, kazıkların sağlam zemine çakılmadığı, stadyumun temelinin sağlam olmadığı ve yapının riskli olduğu gibi yorumlarla beyinleri bulandırmak izahtan varis bir durumdur. Bütün yukarıdaki veriler değerlendirilsin ama konuyu meslek alanı olan uzman inşaat mühendisleri değerlendirsin. O zaman bütün bu değerlendirmeler ışığında diyorum ki, “Trabzon Akyazı Stadyumu Sağlamdır ve Bu Sene Orada 41.467 Kişi ile Şampiyonluk Kutlayacağız.” Şimdi benim bu söylemimi hangi jeoloji, jeofizik ve harita mühendisliği hocası bilimsel veriler ile çürütebilecek ben dersimi iyi çalıştım. Bu Sene; O Sene.