TRABZONSPOR'A YAKIŞMIYOR!
***
Trabzonspor oyun denilen olguyu neredeyse tümden unutmuş. Ekip olarak çalışan her birimde bir takım olma biinci var. Söz gelimi soyguncular bile hem çok dakiktirler hem de verilen görevi eksiksiz yerine getirirler. Bu aslında çete olma bilincidir. Herkes yekdiğerinin ne yapacağını bilir, bilmese bile iç güdüsel olarak böyle davranacağını öngörür.
***
Ama Trabzonspor'da bırakın çete olma bilinci asgari ölçüde imece bilinci ve davranışı yok. Takım sahada nasıl konumlanacağını bilmiyor. Konum konusunda sıkıntı yaşayan her topçu adeta hıncını toptan çıkarırcasına topu beş altı kez eveleyip gevelemeden ayağından çıkarmıyor. Rakip ataklarına karşı nerede ve nasıl mevzileneceğinin bilmemesi ya da bu durumun bir şema içinde teknik direktör tarafından tanımlanmaması büyük kargaşaya yol açıyor ve her atak neredeyse çok büyük tehlikelerle yol açıyor.
***
Hücum kelimenin tam anlamıyla doğaçlama yapılıyor. Topu kenara taşı ve rakip ceza sahasına kes. Ama bu durum bitik bir Cardozo'yu öngördüğü için de doğuştan ölü. En eylemci görünen oyuncu Marin görünmesine rağmen o da topun ekseni etrafında dönerek hem topun hem de kendi başının dönmesine neden oluyor ve bitkin düşüyor.
***
Bu Trabzon’a mesleğini iyi bilen Teknik adam lazım. Kendini hala topçu sanan bir eski topçu değil. Biliyorum Trabzon’un oyundan daha büyük sorunları var ve bu sorunlar oyunun kaderini de belirliyor. Ama ne olursa olsun bu kent bu durumu hak etmiyor. Bu kent tam 7 kez İstanbul dukalığına haddini bildiren bir kent. O potansiyel ve tarihsel bilinç genlerinde yazılı.