TRABZONSPOR BİRLEŞTİRİCİ BİR YAPIDIR
‘’Hiç unutmamak lazım Trabzonspor birleştirici bir yapıdır. Herkesin aynı heves aynı hedefle çalıştığı aynı heyecanı yaşadığı dostluğun, hoşgörünün rekabetin, mücadelenin, sevginin olduğu bir yapıdır. En nihayetinde futbol bir spor, kızgınlık, kötü söz, şiddet sporda yeri yok. ‘’
‘’ 37 yıl uyuduk, nihayet uyandık, sadece Trabzon değil Anadolu’da yaşayan tüm Trabzonsporlular mutlu oldu. Trabzonsporluluk ilimizin sınırlarını bence aştı artık. Ben ziyadesi ile mutlu oldum. . Rakibe saygı en önemlisi eski yıllardaki gibi karşılıklı değil yan yana seyredebilmek esastır. Sporun ruhunu gençler hiç unutmasın Trabzonsporlu olarak bize yakışan budur.’’
Trabzonspor’un en yaşlı üyesi Op. Dr. M. Zeki Çakmakçı, sorularımızı içtenlikle cevapladı. Gözlerinden rahatsız olan Çakmakçı’nın bu röportajında bize yardımcı olan doktor oğlu Engin Çakmakçı’ya teşekkür ediyoruz.
RÖPARTAJ:KAMİL ANAHAR
-------------------------
Zeki Bey önce bize kendinizi tanıtır mısınız?
1926 yılının Ocak ayının 18 ‘inde Trabzon’un Sotka mahallesinde Maraş caddesi 216 numaralı evimizde dört kardeşten en büyüğü olarak doğmuşum. Babam Murat Çakmakçı’nın Semerciler yokuşunda Çapulacı (Ayakkabıcı) dükkânı vardı. Annem Nimet ev hanım idi. Kardeşlerim Mahmut Hayri, Nuran ve Ergüder ile mahallemizde büyüdük. Cumhuriyet İlkokulunu bitirdikten sonra ortaokulun ilk sınıfını Atapark tarafında Zağnos köprüsü girişinde bulunan ve sonradan Askerlik şubesi olarak kullanılan binada okudum, ikinci sınıfa geçtiğimiz yıl yeni lise açıldı bizi de Kemerkaya’daki eski okula gönderdiler. Evimiz Sotka’da olunca oraya naklettirmişti babam beni. Trabzon lisesinde o zaman ortaokul ile birlikte idi ve orada liseyi bitirene kadar okudum. 1945 yılında dönemin lise bitime sınavı olan “Olgunluk Sınavlarını” başarıyla verdim ve aynı sene İstanbul’da Tıp Fakültesi (tek tıp fakültesi vardı) sınavını kazandım. Askeri öğrenci olarak okudum.
1951 yılının Mayıs ayında Bakırköy’deki akıl hastanesinde son staj sınavına girip başarıyla askeri teğmen tabip olarak mezun oldum. İlk Askeri öğrenciler olarak mezun olmuştuk. Kıta ve şark hizmetlerimden sonra (ki Diyarbakır gibi Trabzon da görev yerlerimden birisi) Gülhane Askeri Tıp Akademisinde Prof. Dr. Recai Ergüder’in Savaş Cerrahisi ve 1.Genel Cerrahi kliniğinde uzmanlığımı aldım. Tekrar Erzincan Asker hastanesinde görev aldıktan sonra 1963 yılında Almanya’nın Stade kentinde 1971 yılına kadar çalıştım. Trabzon’a dönüşümüz, arkadaşım Salim Saruhan’ın “Doğsan Katgüt” fabrikasına katkı sağlamak için oldu. O yıllarda Türkiye’de ilk ve dünyada 7. Fabrika idi. Trabzon Tabip odası başkanlığı yaptım iki dönem, Kara Kuvvetleri güçlendirme vakfı üyeliği, KTÜ Tıp Fakültesi Yardım Vakfı kuruculuğunu yaptım Trabzon’da. Trabzon SSK Hastanesinin Başhekimliğinde 1980 yılının Ocak ayına kadar bulundum. KTÜ Trabzon Tıp Fakültesi hastanesi kurucu başhekimliğimin ardından 1983 yılına kadar süren Danışma Meclisi Trabzon üyeliğim oldu. Meclis üyesi olarak bir yıl da Meclis Sağlık Komisyonu Başkanlığı yaptım. Sonraki yıllarda SSK sağlık kurulu başkanlığı ve SSK Yönetim Kurulu üyeliği yaptım. Ardındaki yıllarda da kendimi hiç emekli saymadım. Kapımı kim çalsa yardımcı olmaya çalıştım. Bu arada hem hekim olarak hem de yönetici olarak pek çok hemşerimin hayatına dokunmuşumdur. İyilikle yad ediyorlarsa ne mutlu bana. Tabii Trabzonspor’un kuruluş yıllarında yurtdışında olmam hasebiyle de bu heyecan verici olayın içinde olamadım. Ama Trabzon’a dönüşümüz ile birlikte maçlara gitmek hafta sonu geleneğimiz oldu.
Trabzon’un futbol ile anılan Sotka (Hızırbey) mahallesindensiniz. Ailenizde futbolcu var mıydı?
‘’ Babamın futbol oynadığını görmedim ama ilkokulda iken bile babam beni maçlara götürürdü (1930’ların ortası) Kavakmeydan’ı açık bir saha idi o zaman. Her hafta kaçırmadan maçlara giderdik. Saha kenarlarına sandalyeler koyulur büyükler oturur biz de yanlarına ilişirdik. Babam Murat Çakmakçı İdmangücü kulübünde yöneticilik yapmış ve Doğanspor kulübü kurucularındandır. Doğanspor’un bir dönem başkanlığını da yapmıştır. Kardeşim Mahmut Hayri Ordu Milli takımında futbol oynamıştır. En küçük kardeşim Ergüder Çakmakçı 1957 -60 yıllarında İdmangücün’de, sonraki iki yıl da babamın yönetici olduğu Doğanspor’da sol açık olarak oynamıştır. Mahalle ve okul arkadaşım Zekeriya Bali de çok başarılı bir futbolcuydu. Annem Nimet “Hafız Anne, Hafız Teyze” maçlar ile ilgili yorum yapar gelen mahalle arkadaşlarımız, Sotkalı, Farozlu futbolcular sakatlıklarında yardımcı olur gol atamadıklarında okur, kurşun dökerdi. Öyle bir inanç vardı o zaman. O yıllarda İdmangücü, İdmanocağı rekabeti çok vardı. Hiç kavga olduğunu hatırlamıyorum ama Askeriyenin bir takımı ile olan bir maçta bizim saha kenarından kaçtığımız bir maçı hatırlıyorum ama neden ne idi bilemiyorum. Kuzenlerimden Trabzon eski milletvekili be belediye Başkanı Volkan Canalioğlu Erzurumspor’da, Cemil Canalioğlu ise Trabzonspor’da futbol oynamışlardır.’’
Trabzonspor’a ne zaman üye oldunuz ?
“Trabzonspor’un kurulduğu 1967 yılında Almanya’da olduğumdan kuruluşta hiç görev alamadım. Ama 1970’lerde ortak bir heyecan ve ruh vardı. Herkes kulübün doğal üyesi olarak kabul ediyordu kendini, o kadar sahip çıkılırdı. Yani ortak bir değerdi Trabzonspor.”
Trabzonspor sizin için neler ifade ediyor ?
‘’Heyecan, Mücadele, Dostlar ve Dostluk, Spor kültürü, Eğlence, rekabet, aile ve daha pek çok şey. Trabzon’u temsil eden en önemli marka diye düşünüyorum.
Hayatınız boyunca Trabzonspor’un 7. Şampiyonluğuna şahit oldunuz neler hissediyorsunuz duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?
‘’Çok uzun zamandır şampiyonluğa hasret kalmıştık ama çok mutlu oldum. Geçmiş yıllarda çok az farklarla kazanamamıştık. Hep mücadelenin içinde olduk. Her yıl şampiyon olunamayacağını hepimiz idrak ediyoruz ama bu mücadeleyi vermek bu rekabeti yaşamak lazım hep heyecanın içinde olmak lazım. Trabzonluyu, bizi mutlu eden genç yaşlı ruhumuza işlemiş bir durumdur bu. Trabzonspor da inşallah bu kadar ara vermez bir daha.
Trabzon SSK Hastanesinde başhekimlik yaptığınızda Trabzonspor maçlarını takip eder miydiniz?
‘’Çok nadir maçı kaçırmışımdır. Deplasmanlara da giderdik arkadaşlarla o zaman. İkinci ligden bu yana ya seyahat ya da görev nedeniyle belki. Ligin çekişmeli geçen dönemlerinde hafta sonu sabırsızlıkla beklenirdi. Bazıları gibi çok farfaraya vermezdim ama içimden hop oturup kalkardım heyecandan. Ama takımıza güven o kadar yüksekti ki sonuç ne olursa olsun kızgınlık, kötü söz konu olmazdı. Protokol tribünündeki yerimiz her zaman dolardı. O yıllarda Tümen komutanı olan sonradan da dünür olduğumuz Tümg. Sıtkı Aydınel ile de görev yaptığı sürece koyu bir Trabzonspor taraftarı olmuş ve maçları birlikte takip etmişizdir.
Trabzonspor’un en yaşlı üyesi olarak şimdi Trabzonspor’u takip edebiliyor musunuz?
‘’ 95 yaşıma kadar yine maç kaçırmamaya çalıştım diyebilirim ancak son iki yıldır gözlerim artık görmüyor. Sadece radyodan dinleyebiliyorum, eski yıllardaki gibi. Değişiklik ise akıllı telefonum benimle olduktan sonra radyomu her yere götürmüş oluyorum.
Okul yıllarında veya gençliğinizde herhangi bir spor yaptınız mı?
‘’Okulda voleybol oynadım, takımda idim. Şampiyonluğumuz bile vardır. Kardeşlerim gibi lisanslı olarak futbol oynamadım ama Almanya’ya gidince sağlık çalışanlarının oluşturduğu futbol takımlarda, turnuvalarda önemli bir yerim oldu. Çocukluğumdan beri babamla maçlara giderdik. Kavak meydanı etrafı açık, tribünü olmayan sahanın etrafına herkes gelir, futbolla ilgili büyükler ön sırada olurdu, hatta tahta sandalyeler olurdu onlar için. Babam oturur ben de ilişir seyrederdim. Hatta bir kesesinde “Sarı Nihat” kornerden direkt attığı gol bugün gibi gözümün önünde, çok sükse yapmıştı. Herkes tezahürat yapıp alkışlamıştı bu golü’’
Trabzonspor 37 yıl sonra şampiyon oldu. Heyecan yaşadınız mı? Neler söylemek istersiniz?’
‘’ 37 yıl uyuduk, nihayet uyandık, sadece Trabzon değil Anadolu’da yaşayan tüm Trabzonsporlular mutlu oldu. Trabzonsporluluk ilimizin sınırlarını bence aştı artık. Ben ziyadesi ile mutlu oldum. Bu sene son haftalara girilirken biraz zor geçti ama başarı için nelerin gerektiğini tekrar gördük: doğru yönetim, bilgili bir hoca ve forması için oynayan istekli futbolcular. Tabii tek yürek olan taraftarı da hiç unutmamak gerekir. Önemli olan sportmenlik; yarışma ruhu ve birlik olunca da sonuç geliyor.
Trabzonspor, Türkiye’yi şampiyonluk kutlamalarıyla tüm dünyaya tanıttı? Bu konudaki düşünceleriniz?
‘’ Hangi ülkeye gitseniz mutlaka bir Trabzonsporlu ya da Trabzonluya hep rastlamışızdır.
‘’Siz bu ülkede Trabzon Danışma Meclisi üyesi olarak TBMM’de görev yaptınız. Bu göreve atanmanız nasıl oldu? Trabzon’da 11. Kolordu komutanı olarak görev yapan Kenan Evren ile arkadaşlığınız var mıydı?
‘’Kenan Evren ile birlikte aynı yerde hiç görev yapmadım. Danışma Meclisi sırasında ve Cumhurbaşkanlığı sırasında irtibatım oldu. 1980 yılından önce Trabzon Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şube başkanlığı yapmış ve çalışmalarımızla Trabzon’dan çok katkı sağlamıştık. Eski bir asker olmam da pay sahibi olmuş olabilir.
‘’Trabzonspor, yıllar önce şampiyonlukları kendi öz evlatlarıyla kazanıyordu. Şimdi, dünyada ve Avrupa bu durum değişti. Trabzonspor’da da. Bu konudaki bireysel fikirlerinizi alabilir miyiz?
‘’ Tabii ki Dünya’ya ayak uydurmak ve iyi sonuçları alabilecek takımlar kurmak lazım. Bunun için ne gerekiyorsa yapılıyor zaten. Ama şehrimizin çocuklarını özellikle bu takıma katabilmek için onlara sahip çıkmalıyız. Küçük yaştan itibaren ehil ellere teslim etmeli ve modern yöntemler ne ise bu şekilde onları eğitmeliyiz. Hep yaptığımız gibi sabırla sahip çıkmalıyız. Onlar yetiştikçe Karadeniz’in mücadeleci ruhu hep var olacaktır. Ayrıca bu çocuklar bizim gururumuz. Son yıllarda seyredebildiğim zamanlarda, nerede 61 numaralı formayı giyen futbolcu görsem merak edip takip ediyordum.
Benim sormadığım sizin neler söylemek istersiniz?
‘’Hiç unutmamak lazım Trabzonspor birleştirici bir yapıdır. Herkesin aynı heves aynı hedefle çalıştığı aynı heyecanı yaşadığı dostluğun, hoşgörünün rekabetin, mücadelenin, sevginin olduğu bir yapıdır. En nihayetinde futbol bir spor, kızgınlık, kötü söz, şiddet sporda yeri yok. Başka takımlar olmasa (İdmangücü-İdmanocağı) rekabet olmaz spor olmaz. Eğlencesi seyir sevki olmaz. Rakibe saygı en önemlisi eski yıllardaki gibi karşılıklı değil yan yana seyredebilmek esastır. Sporun ruhunu gençler hiç unutmasın Trabzonsporlu olarak bize yakışan budur.’’
Danışma Meclisi üyeliğinizde Trabzonspor Kulübünü ziyaret eder miydiniz ?
‘’ Trabzon protokolünde olan devlet adamları ile zaman zaman kulüp ziyaret ederdik ve gelen misafirlerimiz de bundan çok hoşlanırlardı. Ben Danışma Meclisi üyesiyken dönemin Trabzon Tugay Komutan Sıtkı Aydınel Paşamız (Sonra dünür olduk) Trabzon’da geçirdiği yıllarda maçları beraber izlerdik. Trabzonspor maçından sonra birbirimiz arar kritikler yapardık. Sıtkı Paşamız, gençlik ve okul yıllarında Beşiktaşlı idi. Trabzon’daki görevinden sonra koyu Trabzonsporlu olmuştu. Görev yaptığı sırada desteğini hiç esirgemiştir. Kulübün haline zaman zaman birlikte sevinirdik. Çok başarılı yıllardı. Paşamızı, 94 yaşında geçen yıl kaybettık.94 yaşında ve son ana kadar aklı başında idi.’