TRABZON’DA “ÜÇ ALTIN BİLEZİK”!

                İlk bakışta herkesin aklına gelen, Trabzon demek; Trabzonspor demektir söylemidir. Aslında büyük ölçüde bu ifade doğrudur da. Ancak bunun dışında Trabzon demek her kuşağın hatırasında ve hafızasında olan “Uzunsokak” demektir. Hatıralarımızı geriye doğru bir sinema şeridi gibi sardırırsak, Uzunsokak’ta yapılan turlar, başlangıçta trafiğe açık olduğu için, yarı araç yolundan, yarı daracık yaya yolundan yürürken birbirine çarparak yürümeler gelir hep aklımıza.

Yetmez, daracık sokakta durup, yolcu indirip-bindiren, cakalı kornaları olan taksilerin dayanılmaz egzoz gazlarına maruz kaldığımız günlere takılıp gideriz. Şikâyetçi değildik elbet, her şeye rağmen o sokakta yürümek bir ayrıcalıktı herkes için. Tıpkı bir zamanlar köylerden Trabzon merkeze gelen insanlara, köye dönüşlerinde ilk sorulan soru; “Neredeydin?” sorusu olurdu. Trabzon’daydım cevabı verilince; “Sen Kalkanoğlu Pilavı yedin mi?” diye sorulurdu. Cevap hayır olursa, karşı cevap da; “Demek ki; sen Trabzon’a gitmemişsin.” şeklinde olurdu. Çünkü bu pilav ilk defa 1853’te Kırım’a giden Osmanlı askerleri için pişirilmişti ve ondan sonra aralıksız günümüze kadar pişirilmeye devam edilerek, her devrin damak tadının adeta sembolü olmuştu. Tıpkı bunun gibi; şehir merkezine inip de, Uzunsokak’ta turlamayanların da şehre gittiklerine itibar edilmezdi. Bu özelliği ile Uzunsokak Trabzon’un “birinci altın bileziğidir.”

                Yakın zamanda Uzunsokak’ın trafiğe kapatılması gündeme geldiğinde, birçok kesimden; olmaz, olmamalı, nasıl olur, mümkün değil gibi itiraz sesleri yükseldi. Her nedense bu milletin yapısında her daim yeniliklere karşı hep tepki vardır. Sonra, sonrası malum, hepimizin ortak görüşü: iyi ki olmuş! O yoğun trafiğin içinde insanlar burada nasıl hareket edebiliyorlardı diye şimdilerde aynı zamanda şaşkınlığımızı da birbirimizle paylaşmaktan geri durmuyoruz.

                Ticaretin ve nostaljinin kalbinin attığı “Kunduracılar Caddesi’ndeki” son düzenleme, hem şehrimize hem de bu ticari alana çok yakıştı. Ara yolların da bir an önce tamamlanmasıyla Kunduracılar Caddesi şehre ayrı bir renk ve güzellik katmış olacaktır. Kunduracılar Caddesi de bu yeni görünüşü ile şehrimizin “ikinci altın bileziğidir.”

                Şimdi bu güne gelecek olursak; geçen hafta sonu, şehrimizin en geniş caddelerinden biri olan “Kahramanmaraş Caddesi” ile ilgili bir düzenleme yapılmaya başlandığını gördük. Trabzon ile Kahramanmaraş’ın kardeş şehir ilan edilmesiyle başlayan dostluklarının pekiştirilmesi için karşılıklı olarak her iki şehrin en geniş caddelerine, Maraş’ta; Trabzon Caddesi, Trabzon’da, Maraş Caddesi ismi verilmişti. Kahramanmaraş’taki Trabzon Caddesi’ni gezdim. Gerçekten de Kahramanmaraş’ın en geniş ve nezih caddesi durumundadır. Trabzon’daki Kahramanmaraş Caddesi de hepimizin bildiği gibi aynı konumdadır. Lakin gelin görün ki; bu iki şehirdeki caddeler trafiğe açıktır. Tıpkı Uzunsokak’ın ilk zamanları gibi. Nihayet uzunca tartışmalardan sonra Trabzon Büyükşehir Belediyesi doğru bir karar vererek Kahramanmaraş Caddesi’ni trafiğe kapattı. Öncelikle şehrimiz için hayırlı olsun. Çok doğru bir karar olduğuna inanıyorum. Şimdi sıra Kahramanmaraş’taki Trabzon Caddesi’nin trafiğe kapatılmasındadır. Darısı Kahramanmaraşlı kardeşlerimizin başına olsun. Bu yeni hali ile Kahramanmaraş Caddesi de şehrimizde  “üçüncü altın bilezik” ödülüne layık görülmelidir.

Cadde düzenlemesinin yapılmasından sonra, bu gelişmeye muhalefet edenlerin bile görüşlerinin değişeceğine inanıyorum. Devamında meydan civarındaki bina giydirmelerinin tabela düzenlemelerinin yapıldığı gibi; bu caddede de aynı çalışmaların yapılmasının Trabzon’a renk ve hareket katacağına inanıyorum. Bu vesile ile bir şikâyetimizi de burada belirtmeden geçemeyeceğim. O da şudur; Yeni sokak düzenlemelerindeki, telefon ve altyapı sistemlerinin rögar kapaklarının çevresi yine ilkel şekilde yapıldığı için hemen bozuluyor. Bu çalışma sadece Kunduracılar Caddesi’nde istenildiği gibi düzgün yapılmış. Diğer yerlerdeki çalışmaların tekrar gözden geçirilmesi şehrimize çok yakışacaktır. İşi bilmeyen taşeron elemanların inisiyatifine bir şehrin mimarı ayrıntılarının güzelliği terk edilmemelidir diyoruz.

                Geçmişten günümüze; şehrimizin bu günkü haline gelmesinde katkısı olanlar ile gelecekte daha mükemmel hale getirilmesinde öngörüsü ve katkısı olacak olanlara şimdiden bir Trabzonlu olarak müteşekkiriz. Bu şehir hepimizindir, tıpkı Trabzonspor gibi.

                Birbirine paralel olarak uzanan ve yayalaştırılan bu tarihi caddelerin, dahası; Trabzon’da bu “üç altın bileziğin” değeri, Trabzonlularca çok iyi bilinmelidir.