Trabzon’un Geçit Mahallesi'nde başlatılan Konut Projesi, hem bölge sakinlerinin hem de hukuki otoritelerin dikkatini çekmeye devam ediyor. Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası'nın, mera arazisinin TOKİ'ye devri ile ilgili Trabzon İdare Mahkemesi'nde açtığı dava sürerken, mahkeme heyeti arazide keşif yapmak üzere bölgeye gitti. Keşif sırasında, inşaat çalışmalarının hızla devam ettiği gözlemlendi. Bu durum, projeye karşı açılan davanın henüz sonuçlanmamış olması sebebiyle hukuki ve idari açıdan büyük riskler barındırıyor.

Hukuki Sürecin Ortasında Devam Eden İnşaat Çalışmaları Hukukçuları Endişelendiriyor

Mahkeme sürecinin tamamlanmadan inşaat çalışmalarına devam edilmesinin, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda idari açıdan da büyük sorunlara yol açabileceği vurgulandı. Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Pehlevan, inşaatın devam etmesinin, hem projeyi yürüten taraflar hem de kamu yönetimi için itibar kaybına yol açabileceğini belirtti. Pehlevan, “Mahkeme süreci tamamlanmadan inşaata devam edilmesi, ilerleyen süreçte büyük problemlere neden olabilir. Bu durum, sadece hukuki değil, idari açıdan da riskli ve kaygı verici” dedi.

Pehlivan, hukuka uygun bir şekilde hareket edilmesinin, hem olumsuz sonuçların önlenmesi hem de toplumsal güvenin sağlanması açısından kritik olduğunu vurguladı.

Trabzon’da Erdoğan: “Muhalefetin Kötürüm Hali Yükümüzü Ağırlaştırıyor” Trabzon’da Erdoğan: “Muhalefetin Kötürüm Hali Yükümüzü Ağırlaştırıyor”

Ziraat Mühendisleri Odası’nın İtirazı Yargı Sürecini Yeniden Başlattı

Başlangıçta "süre aşımı" gerekçesiyle reddedilen dava, Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası'nın Samsun Bölge İdare Mahkemesi'ne yaptığı başvurunun ardından kabul edildi. Dava, Trabzon İdare Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlandı. Ziraat Mühendisleri Odası, bölgede inşa edilen konut projelerinin mera arazisi üzerinde yapılmasını ve TOKİ’ye devrini hukuka aykırı olarak değerlendiriyor.

Altyapı Çalışmaları ve Yüksek Maliyet: Proje Büyüklüğü Sorun Yaratıyor

Geçit Mahallesi'ndeki Konut Projesi, sadece hukuki zorluklarla değil, altyapı hizmetlerinin teminiyle de büyük bir maliyet oluşturuyor. Cemil Pehlevan, yol, su, elektrik ve doğalgaz gibi temel altyapı hizmetlerinin temin edilmesinin, projeye ek büyük bir ekonomik yük getireceğini belirtti. Bölgenin coğrafi yapısı ve uzaklığı göz önüne alındığında, altyapı hizmetlerinin bu projede ciddi maliyetler gerektireceğini ve bu maliyetlerin, tüm paydaşlar tarafından şeffaf bir şekilde değerlendirilmeye alınması gerektiğini ifade etti.

“Bölgede altyapı çalışmaları ciddi bir maliyet gerektiriyorsa, bu durumun tüm paydaşlar tarafından açık bir şekilde değerlendirilmesi gerekir” diyen Pehlevan, “Sürdürülebilirlik ve maliyet yönetimi ilkeleri gözetilmeden yapılan projeler ileride çevresel ve sosyal sorunlara yol açabilir” uyarısında bulundu.

Toplumsal Adalet: Altyapı İhtiyacı ve Kırsal Nüfusun Hakları

Ayrıca, bölgedeki mevcut kırsal nüfusun, altyapı hizmetlerinin projelere tahsis edilmesinin ardından mağdur olabileceğine dikkat çekildi. Pehlevan, bu projede altyapı hizmetlerinin öncelikli olarak mevcut köy nüfusuna tahsis edilmesi gerektiğini savundu. Aksi takdirde, devletin ve ilgili kurumların hizmet önceliklerini net bir şekilde belirlemesi gerektiği, aksi takdirde toplumsal rahatsızlıkların artabileceği ifade edildi.

Fizibilite Çalışmaları ve Mali Yönetim Kritik Önem Taşıyor

Projenin ekonomik analizlerinin doğru yapılmaması, bütçenin yanlış yönetilmesine ve sürdürülebilir olmayan projelerin hayata geçmesine yol açabilir. Pehlevan, altyapı çalışmalarının projede yerel yönetimler ve ilgili kurumlar tarafından yeterince değerlendirilip değerlendirilmediğini sorguladı ve bu tür projelerin uygulanmadan önce detaylı fizibilite çalışmaları ile maliyet-fayda analizlerinin yapılması gerektiğini vurguladı.

Mahkeme Kararlarına Uyulması Gerekiyor

Pehlivan, sürecin, kamu yönetimi için hukukun üstünlüğü ilkesini pekiştiren bir hatırlatma niteliği taşıdığını belirterek, mahkeme kararlarına uyulmasının önemini yineledi. Mahkeme kararlarına rağmen inşaat çalışmalarının sürdürülmesinin, sadece hukukun üstünlüğü ilkesini zayıflatmakla kalmayıp, aynı zamanda kamu güvenini de sarsabileceğini dile getirdi. Toplumsal güvenin artırılması ve projelerin başarıya ulaşması için, proje sürecinin şeffaf bir şekilde yönetilmesi gerektiğini ifade etti.

Editör: Gözde Üçüncü