Tarihler 21 Ocak 2011’i gösterdiğinde TBMM’de CHP Trabzon Milletvekili olarak görev yapan hemşehrim M. Akif Hamzaçebi, Meclis Başkanlığı’na Trabzon Havalimanı’nın ikinci pist etüt projesi ile ilgili bir soru önergesini verdi. Hamzaçebi, önergesinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan şu sorulara cevap vermesini istemekteydi;
“Trabzon Havalimanı, 1957 yılından bu yana Karadeniz’in dünyaya açılan önemli bir kapısıdır. Havalimanı, iç ve dış hatlar toplamında 2009 yılında 9 milyon 994 bin 112 yolcu trafiğine sahipken 2010 yılında yüzde 24’lük artışla 12 milyon 363 bin 345 yolcunun geçiş noktası olmuştur. Sadece 2009-2010 yılları arasındaki kıyaslamadan bile Havalimanı’nın artan yolcu ve yük trafiği rahatlıkla görülebilmektedir. Bu durum özellikle son birkaç yıldır havalimanına ikinci bir pistin yapılması konusunu gündeme getirmiştir. (…)
Bu bağlamda; 1. Trabzon Havalimanı ikinci pist etüt-projesine dair 2009 ve 2010 yılları ödeneğinin kullanılmama gerekçesi nedir? 2. Hiç harcama yapılmadığından henüz başlanmadığı anlaşılan etüt-proje işine ne zaman başlanacaktır? (...) 4. Etüt-Proje’nin ardından ikinci pistin yapımına ne zaman başlanacaktır? Trabzon Havalimanı ikinci pisti ne zaman tamamlanacak ve ne zaman kullanıma açılacaktır?”
Bakan Yıldırım, sayın milletvekiline nasıl bir cevap verdi bilmiyorum ama ben 17 Şubat 2010 tarihinde, “Trabzon Havalimanı’na ikinci pist gerekli midir?” başlıklı bir yazı yazarak Trabzon’a ikinci bir pistin yapımına şöyle karşı çıkmıştım;
“Trabzon’da bir havalimanı vardır ve şu anda bölgenin ihtiyacına yetmektedir.
Akif Hamzaçebi İstanbul Defterdarlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü ve Gelirler Genel Müdürlüğü gibi önemli görevlerde bulunan bir hesap kitap adamıdır. Ama sanıyorum burada bölgesel duyarlılığı fazlaca ön plana almıştır.
Trabzon Havalimanı’na ikinci bir pist şimdilik erken ve gereksizdir diyebilirim.
Bu meydan şu anda ulaştığı maksimum yolcu sayısına ulaşmıştır. Yani yüzde 24'lük artışın gelecek yıllarda da aynen devam edeceğini sanmıyorum.
Kaldı ki, ikinci pisti yaptınız diye, ikisini de aynı anda kullanamayacaksınız. Uçakların aynı anda iniş kalkış yapılabilmesi için iki pistin arasında en az 1200 metrelik bir mesafe olmalıdır.”
Biz böyle dedik diye değil, devletin aklı yatmadığı için iş bürokraside unutulmuş.
Aradan yıllar geçmiş, bakanlar değişmiş fakat Trabzon’a ikinci pist yapımı hiçbir zaman da gündeme gelmemiştir.
Tarih, 6 Nisan 2021’e geldiğinde Trabzon Ortahisar Belediye Meclisi’nin aylık toplantısında Belediye Meclisi’nin CHP’li üyesi Cüneyt Zorlu, Trabzon Havalimanı’nın ikinci pistini veya yeni havalimanı konularını gündeme getirip şunları söylemiş: “Geçmişte birçok sözler verildi. Havaalanı ile ilgili verilen sözleri hatırlatmak gerekiyor. 2 bin 500 metre olan pistin uzunluğu 3 bin metreye çıkarılacak dendi, yapılmadı. 2. havalimanı yapılacağı, 2. pist yapılacağı söylendi. En ufak çaba görmüyoruz. Projelerin hazır olduğu söylendi. Fakat 2. pist yapılacak, 2. havalimanı yapılacak derken biz Trabzon’da yapılacağını düşünürken Rize’de, Giresun’da yapıldı. Bu konuda çalışma var mı?”
Cevap olarak Ortahisar Belediyesi’nin AK Partili Başkanı Ahmet Metin Genç, “Havalimanı ile ilgili 2. pist veya yeni havalimanı ile ilgili çalışmalar sürdürülüyor. Bunlar bu bölgenin zenginliği. Rize’de, Giresun’da da olsun. OR-Gİ havalimanı açıldıktan sonra bile, Trabzon’un kapasitesi yüzde 20 artmış. Trabzon’dan eksilmiyor. Bölgesel zenginlik olsun. Şu anda havalimanı ile ilgili bir çalışma devam ediyor. Daha teknik kısmı ve bilgi alabiliriz belki. Ama arkadaşların verdiği bilgiye göre şu anda çalışma devam ediyor. 2700 metrelik pist büyük uçaklar için engel. En az 3 bin metreye tamamlanması lazım. O da takip ettiğimiz projelerden bir tanesi.” diyerek ümit vadetmiş.
Ve 26 Ocak 2022 tarihli yerel gazetelere yansıyan bilgilere göre, Trabzon’da yapılması planlanan Yeni Havalimanı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM) 2022 Yatırım Programına alınmış. İnternet sitesinde görmedim.
Başlama tarihi olarak 2022, bitiş tarihi olarak da 2025 yılı gösterilmekteymiş.
Projenin toplam tutarı da 4 milyar 222 milyon 611 bin TL olarak açıklanmış.
Programda 2022 yılı sonrasına kalanlar kısmında yer alan bu havalimanı için yatırımın bedeli de 40 bin TL imiş.
Şimdi ortada bence garip bir durum var. Anlaşılan Trabzon Havalimanı’na hem ikinci pist yapılacak, sonra da deniz üstüne yeni bir havalimanı yapılacak. Siyasetçilerin istek ve vaatlerinden biz bunu anlıyoruz. Gerçekten böyle olup olmayacağını ilgili resmi kurumlardan henüz doğrulatamadık. Erdoğan’ın son Trabzon ziyaretinde de kendisinden ve Bakan’dan da ikinci bir pist ve yeni bir havalimanı konusunda herhangi bir açıklama duymadık. Yerel siyasilerin ortaya attığı bu görüşler seçim öncesi vaatlerden biri midir doğrusu bilinmez.
Var olan havalimanına ikinci bir pistin yapılması ve denizi doldurarak yeni bir havalimanı inşa etmek acaba gerçek mi, gerçekse ne kadar mantıklı ve rantabl olacak bunları benim gibi kamuoyu da merak etmektedir. Sayın Bakan acaba bu konuda bir açıklama yapar mı?
Mutlu yarınlar Türkiye’m.
Ders alınacak geçmiş bir hayat hikâyesi
İlk uçak mühendisimiz öğretmenliği seçmiş!
Havacılık tarihi üzerine önemli araştırma yazıları yazan Emir Özgüner’in bir yazısı çok dikkatimi çekti. Geçmişte, neyi, ne kadar başardığımızı, başaramadığımızı görmemize çok güzel bir örnek olarak bu yazıyı kendisinden izin alarak sizlerle paylaşmak istedim. Üzerinde düşünmek gereken bu tür yazılar, bizlere geçmişi öğrenmeden geleceği kurmanın çok zor olduğunu ayan beyan gösteriyor.
“Bir beyin fırtınası konusu... Resimdeki üç kişi farklı ülkeye mensup; fakat aynı dönemlerde aynı okulda (Institut supérieur de l'aéronautique et de l'espace) havacılık eğitimi almışlar.
Ali Yar, Kazan Tatarı kökenli Osmanlı tebaasından. Mekteb-i Sultani mezuniyeti sonrası Fransa'ya eğitime gitmiş ve ilk Türk uçak mühendisi olarak 1912'de dönmüş. Galatasaray Lisesi öğretmenliği, Darülfünun ve Yüksek Mühendis Mektebi muallimliği yaparak hayatını sürdürmüş.
Marcel (Bloch) Dassault'un ailesi de eski Osmanlı tebaasıdır. Anne tarafı, II. Abdülhamid'in Selanik'te sürgün edildiği Allatini köşkünün sahipleridir. Doğduğu Fransa'da eğitim almış. 1920'lerde firmasını kurarak imalata başlamış. II. Dünya Savaşı'nda toplama kampına atılmış, savaştan sonra icraatlere devam etmiş. Şu an Fransa'nın en büyük havacılık şirketlerinden biri onun adını taşıyor.
Mikhail Gureviç, Harkov Politeknik Enstitüsü'nde okurken siyasi duruşu sebebiyle atılmış ve Fransa'da eğitimine devam etmiş. Rusya'da devrim, iç savaş ve yeni düzen derken birkaç firmada dikiş tutturmaya çalışmış ve 1939'da Mikoyan ile beraber MiG Tasarım Bürosu'nu kurmuş. Şu an Rusya'nın en büyük havacılık şirketlerinden biri onun adını taşıyor.
Dassault'un ürettiği Mirage ve Rafale ile Mikoyan-Gureviç'in ürettiği MiG-17, 19, 21, 25, 29, 35 gibi uçaklar dünyanın birçok ülkesinin envanterinde.
Sorular:
-Dassault ve Gureviç, kendi ülkelerinde savaşlara rağmen devleşebilirken, Ali Bey neden öncelikle lise öğretmenliğine heveslenmiş ve sadece akademide kalmış?
-Ali hocanınki bir tercih mi, yoksa mecburiyet mi?
-1912 itibariyle memlekette özel teşebbüsle sanayileşme ortamı mevcut muydu?
Ezberlenmiş klişe cümleler yerine kıyaslamalı sorgulama yaparak geçmişi daha iyi anlayabiliriz.”