TRABZON; TARİH, KÜLTÜR, SPOR

TRABZON; TARİH, KÜLTÜR, SPOR

Trabzon Karadeniz’in incisi olarak anılan ve tarihî derinliğiyle olduğu kadar kültürel zenginliğiyle de öne çıkan kadim bir Türk şehridir

Trabzon’un eşsiz doğal güzellikleri ile tarihî mirası, hem yerli hem yabancı ziyaretçiler için oldukça cazip, görülmeye değer yer olmayı sürdürüyor.

Trabzon’un tarihi, Antik Çağlara kadara uzanır. Şehrin bilinen ilk sakinleri MÖ 8. yüzyılda burada yaşamış; sonrasında bölge Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Komnenos Hanedanlığı gibi farklı medeniyetlerin hâkimiyeti altına girmiştir. Özellikle 1204 yılında kurulan ve 1461’e kadar varlığını sürdüren Trabzon Rum Devleti, şehirde önemli izler bırakmıştır. Bugün Ayasofya Camii (eski kilise), Trabzon Kalesi ve Kızlar Manastırı gibi yapılar, bu zengin tarihsel sürecin izlerini somut biçimde yansıtır.
Osmanlı Devleti’nin 1461 yılında Trabzon’u fethetmesiyle bölgeye Türk-İslam kültürü hakim olmaya başlamış, böylece şehir hem doğu hem batı medeniyetlerinin kesiştiği önemli bir liman kenti konumuna gelmiştir. Tarihin farklı dönemlerine tanıklık eden Trabzon, günümüzde tarihî eserlerini ve özgün mimarisini koruyarak ziyaretçilerine adeta bir açık hava müzesi sunmaktadır.
   Trabzon, Karadeniz’e özgü kültürün birçok unsurunu içerisinde barındırır. Geleneksel horon oyunu, yöreye ait kemençe ve tulum gibi enstrümanlar eşliğinde icra edilir ve bu oyun, Trabzon insanının coşkusunu ve enerjisini yansıtır. Trabzon’un en dikkat çekici yönlerinden biri de misafirperverlik kültürüdür. Bölge halkı gerek günlük yaşamda gerekse festivallerde dışarıdan gelenleri sıcaklıkla karşılar.
Mutfak kültürü de şehrin kültürel kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Karalahanadan hamsiye, mısır ekmeğinden kuymak veya muhlamaya, yöresel yemekler hem lezzetli hem de besleyicidir. Bu beslenme alışkanlığının, bölgede sert ve yağışlı iklim koşullarına adapte olma ihtiyacından doğduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca şehrin pek çok ilçesinde düzenlenen şenlikler, yerli halkın kültürel zenginliğini ve geleneksel yaşantısını canlı tutmayı amaçlar.
   Trabzon, her mevsim farklı bir güzelliğe sahip olan coğrafyasıyla doğa turizmi açısından öne çıkar. Özellikle Uzungöl, Haldizen Vadisi, Araklı- Pazarcık ve Sümela Manastırı, şehrin simgeleşmiş mekânlarındandır. Ormanlarla kaplı dağlar ve sık vadiler arasında konumlanan Uzungöl, dingin bir tatil arayanların ilk tercihi olurken; Sümela Manastırı, manastır kompleksi ve freskleriyle tarihî bir yolculuğa çıkarır.
Ayrıca yeşil ile mavinin buluştuğu kıyılar, yaylalar ve dağlar, doğa sporları tutkunları için zengin bir rota sunar. Yürüyüş, dağcılık ve kamp faaliyetleriyle ilgilenenler için Köprübaşı, Çaykara, Maçka, Araklı ve Hayrat gibi ilçeler adeta birer cennet niteliğindedir. Bu bakımdan, Trabzon’un küresel turizm pazarında kendine has bir yer edinebilmesi, doğal güzelliklerini koruma ve yerel yaşamı turizme entegre etme bilinciyle mümkündür. Bu korunma bilinci, şehrin geleceğini şekillendirecek en önemli unsurlardan biridir.
   Trabzon’da spor deyince çoğu insanın aklına ilk olarak Trabzonspor gelir. 1967’de kurulan ve kısa sürede Türkiye’nin önemli futbol kulüpleri arasında yerini alan Trabzonspor, şehrin sportif kimliğinin adeta bel kemiğini oluşturur. Kulübün elde ettiği ulusal ve uluslararası başarılar, Trabzon’da sporun sadece futbol değil, basketbol, voleybol ve atletizm gibi pek çok branşta da gelişmesine katkı sağlamıştır. Trabzonspor ayni zamanda şehrin tek ekonomik fabrikası gibidir. Gençler bulunur, alınır, yetiştirilir ve milyonlara başka kulüplere satılarak önemli gelirler elde edilir.
   Şehrin coğrafi yapısı, doğa sporları için de geniş imkanlar sunar. Deniz sporlarından yamaç paraşütüne, yayla koşularından bisiklete kadar çok çeşitli etkinlikler düzenlenir. Bu aktiviteler, hem yerel halkın spora yatkınlığını artırır hem de bölgeye gelen turistlerin ilgi alanlarını çeşitlendirir. Özellikle dağ bisikleti ve koşu yarışları gibi organizasyonlar, ulusal ve uluslararası alanda Trabzon’un tanıtımına katkıda bulunur.
   Trabzon’un en güçlü yanı, farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan tarihselliğiyle doğal güzelliklerin buluştuğu noktada konumlanmasıdır. Şehrin tarihî kökleri ve kültürel dokusu, yerel halkın misafirperver yaklaşımıyla birleşerek turizm için çekici bir ortam oluşturur. Aynı zamanda futbol başta olmak üzere, farklı spor dallarındaki başarılar hem yerel gençleri spora teşvik eder hem de şehrin ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmasını destekler.
Geleceğe dönük olarak Trabzon’un potansiyelinin sürdürülebilmesi için turizm altyapısının geliştirilmesi, doğal güzelliklerin ve tarihî mirasın korunması büyük önem taşır. Bu önlemler, şehrin kendine özgü kültürünü korurken; ekonomik, sportif ve sosyal alanlarda gelişimini de hızlandıracaktır.       
Trabzon’un her geçen gün artan bir ilgi görmesi, hem tarihi hem de modern yaşam tarzını başarıyla harmanlayan nadir şehirlerden biri olmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla, bölge halkının geleneklerine olan bağlılığı ve geleceğe yönelik açık vizyonu, Trabzon’un cazibesini daha da artırmaya devam edecektir. Yeter ki; Trabzon’a gelen insanlara bir günlük ticari misafir gözü ile bakmayalım,