Trabzon Belediyesi eski başkanı Orhan Fevzi Gümrükçü döneminde, “halkı denizle buluşturmak” amaçlı Gülcemal Projesi’ne Ekim 2015 yılında başlandığı açıklandı. 1. etap 250 bin metrekare dolgu olmak üzere tahkimat ihalesi yapıldı. Toplamda Akyazı’dan tünele kadar 800 bin metrekare yeni yaşam alanı yapılacağı duyuruldu.
Ortahisar ilçesi, Beşirli Mahallesi Sahil Dolgu (Gülcemal) Projesi’nin Dolgu İmar Planı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 28.10.2014 tarihinde onaylandı. Bakanlıkça onaylanan Dolgu İmar Planından sonra Gülcemal Dolgu Projesi’ne, Trabzon Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 07.04.2015 tarihinde de “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir.” kararı verilmiştir.
Orhan Fevzi Gümrükçü döneminde kalan 550 bin metrekare için 1 Aralık 2018’de ihale yapılmış ancak katılan olmamıştı.
Bunun üzerine ihale 22 Ocak 2019 tarihinde tekrarlandı.
Ancak dolgu karşılığı yapılan bu ihaleye de yine katılan firma olmadı.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı çözümü belediye ile arasında 02.10.2019 tarihinde imzalanan “Kazı Fazlası Stok Sahaları İşletme Hakkı Devir Protokolü” ile Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan TRABİTAŞ A.Ş.’ye devrederek buldu.
Nitelikli dolgu malzemesi (suda erimeyen, kırılmayan, su emmesi düşük, denizde kirliliğe yol açmayan taş) için herhangi taş ocağı belirlenmeksizin nebati toprak, kil ağırlıklı tüm şehirdeki inşaat hafriyatı ve atıklarıyla dolguya devam edildi.
Hafriyatlardan çıkan yüzlerce yılda oluşan nebati toprak tekrar kullanılması gerekirken dalgalarının önüne dökülüp, kilometrelerce deniz tabanındaki floranın üzerine serilmesine seyirci kalındı.
Altyapısı yapılmadan dolgu yapıldığı için kanalizasyon karışan yağmur suyu kanalların bağlantısı bol temiz su ile seyrelemeyince arada kalıp çevre sağlığı açısından çok uzun yıllar tehlike yarattı.
Rüzgarla yayılan kötü kokular özellikle yazın birçok mahalledeki evleri cam açamaz hale getirmişti.
Geçen yıl 11 yağmur suyu kanalı denize kadar ötelendi.
Ayasofya’ya kadar dolgu yapıldı.
Tahkimatsız devam eden dolgu projesinde fırtınalı havalarda dökülen malzemenin önemli bir bölümü deniz tabanındaki floranın üzerine yayıldı. Yedi yıldır devam eden dolgu projesinde 1 metrekare halkın kullanımına açılmadı.
Bu günlerde halen tahkimat olmadığı için dalgalar toprağı eritip, yaymaya devam ediyor.
Bitmeyen bir hafriyat döküm alanın yanında, halkın kullanımına açılması beklenen yüzlerce dönüm alan var.
Alternatif hafriyat döküm alanı oluşturma sıkıntılarından, projenin deniz koruma yapısının maliyetinin yüksekliği, uygulama projesinin olmaması, bu konuda yeterince güçlü kamuoyu oluşmaması projenin sonlanmasının önündeki en büyük engeller.
Bilimsel bir planlama yapılmadan, çevre etki değerlendirmeleri etraflıca düşünülmeden başlanan bu proje beraberinde birçok sorun getirmiştir. Projenin bu kadar büyük alanda olması, yapım süresinin uzaması, tamamlanabilmesi için kaynak sıkıntısı çekilmesi, hafriyat döküm sahası sıkıntısı, hafriyat gelirin vazgeçilmezliği projenin akıbetini daha da belirsiz hale getiriyor. Oluşturulacak kamuoyu baskısı ile dikkatleri bu alanda toplamak işleri bir nebze hızlandıracaktır.
Yapım yöntemi olarak kıyı koruma yapısı, tahkimat olmadan yapılan dolguda daha fazla toprağın deniz tarafından yıkanıp planlanan alanın dışına yayılmasına izin verilmemelidir.
Trabitaş ile yapılan protokole göre kazı fazlası stok amaçlı dökülen malzemenin önemli bölümü kaybedilmiştir.
Dolgu alanı için gerekli dolgu miktarını, kantar kayıtlarından gelen dolgu miktarını çıkarırsak net olarak kayıp ortaya çıkacaktır.
Yapılacak batimetrik survey ile deniz tabanında yapılan tahribatın boyutu da ortaya çıkacaktır.
Deniz tabanında balıkların yuvalandığı kıyıya yakın alanlardaki taban florasının üstü balçıkla kapanarak ciddi sorunlar oluşturmuştur.
Moloz mevkiindeki katı atık depolama alanı imalata açıldığından beri bu alandaki çöpler ilk başlarda aleni olarak, daha sonra gizli kapaklı Gülcemal’e taşındı.
Her türlü yanlış verilen bu karara ses çıkarmayan denetim mekanizması sorgulanmalıdır.
Bundan sonra yapılması gerekenleri sıralayacak olur isek; proje alanın sınırları net olarak belirlenmeli hafriyat döküm alanı yetersizliği problemi baskısı ile alan büyütülmemelidir. Kıyı koruma yapısı tipi; 1. Etap’ta akifer beton bloklar, kronman duvar ve kısmen 6-8 ton anroşman olarak yapıldı.
2. ve 3. Etap’ta halkın sahile inişine, deniz kenarında şevin üzerine oturmasına imkan tanıyan tipte kıyı koruma yapısı tipi seçilmelidir.
3. Etap’ta planlanan kıyıya paralel ‘I’ tipi tahkimat aynı şekilde 2. Etap’ta da uygulanabilir.
Balık tutma amaçlı yapılacak iskeleler sağlam zemine oturması için paplanj şeklinde, denizden yapılması daha kalıcı ve sağlıklı olacaktır. Deniz kenarında yapılacak her türlü donatı, kent mobilyası seçiminde tuzlu su ve neme dayanıklılık göz önünde bulundurulmalıdır.
Korozyona karşı anti pas ve boya kalınlıkları projelendirilmelidir.
Dolgu alanı bitirildiğinde üzerinde yapılacak olan bütün donatılar halkın katılımı ile karar verilmeli ve uzman bir ekip tarafından projelendirilerek, görselleri sergilenmelidir.
En önemlisi ise en kalabalık ilçemiz olan Ortahisar ilçesinde yaşayan halkımız bir an önce sahiline ve denize kavuşturulmalıdır.