Bu hafta Trabzon 1461’in Bursaspor ve Yomraspor’un da Antalyaspor’a karşı ortaya koyduğu başarılı futbolları ile bu takımlara kök sötürdüğüne şahit olduk. Demek ki Trabzon’un futbol tarlası kurumamış hatta bazı ulemanın iddiası gibi “Trabzon’un futbol tarlası onlara rağmen kurumamış.” Sadece kendilerinin elinden tutan gerçek sahiplerini bekliyormuş Trabzon futbolu. Ben zaman zaman bu konulara değinip yazdım fakat birileri başka köşelere çekti.
İşte Trabzonspor’un nerede ise gözden çıkarttığı bir 1461 takımı var. Başında da hocası Trabzonspor’un öz çocuğu Hamdi ZIVALIOĞLU İle başarı sadece bu maçla sınırlı olmayıp daha da iyi yerlere geleceğini biliyoruz. Elbette her yerde olduğu gibi futbolda da başarı ve sistem zaman ve sabırla oluşacağını idrak edip sistem ve kurumlara kendi hamasi arzuları ile yön vermeye çalışmak yerine buralara gerçek bilimsel mantıklarla yön vermek gerekir. 1461’in bir zamanlar da yine kupada Galatasaray’a kök söktürdüğüne şahit olduk. Takımda bir sürü Trabzonlu oyuncular vardı. Acaba bu denli başarılı takımda “Trabzonspor “A” takımına kazandırılacak bir tek mi oyuncu yoktu” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Ah şu yabancı hayranlığı, birilerinin şahsi çıkarların onların varlığında olduğunu bilmeyen kalmadı artık.
Bu ayrı konu. Fakat aldığı bu başarı ile kendisini tekrar gündeme ve taraftarın hatıratına taşıyan Trabzon 1461 ne yazık ki Trabzonspor yönetimi tarafından zımmen ayakta tutulmaya çalışılmakta gerçek bir alt yapı yerine adeta üvey evlat muamelesi görmektedir. Umarız günümüz yöneticileri bu tavırlarını artık 1461 için bir miktar revize ederek ilgilerini bir nebze olsun ortaya koyarlar. Bir ay önce yazdığım bir spor yazısında Trabzon’un 2. ve 3. Lig takımlarının halini anlatırken “Birşeyler yapmaya çalışan YOMRASPOR var” demiştim. Demek ki görüşümüzde haklı imişiz işte YOMRASPOR’un Antalyaspor karşısında ortaya koyduğu kişilikli ve başarılı futbol. Elbette maçın hakeminin bu çocuklara karşı tutumu maç esnasında haksız tavırları hafızalardan silinmeyecektir. Her şeye rağmen Yomraspor’un yöneticileri, Antrenörü oyuncuları ve teknik heyeti bunları unutmak zorundadır.
Yolarına hiç birşey olmamış gibi fakat olaydan ders alarak devam etmelidir. Diğer taraftan Yomraspor’un maçlarına taraftarının da biraz daha ilgi gösterip takımlarını maçlarda daha çok desteklemelidir ki futbolun en önemli itici unsuru seyircisinin teşvik ve desteğidir. Fakat ne yazık ki isimini duyurmaya çalışan kulüp koskoca Yomra’da kendilerine ufak ta olsa yakışır bir lokali yapacak bir tek ilçe yöneticisi bulamamaktadır. Yomraspor’un ileride daha da başarılı işlere imza atacağına inanıyorum.