Yaklaşık 3000 yıllık bir liman kenti kültürü ile birlikte spor kültürüne de sahip olan kentin fertleriyiz. Cumhuriyet dönemi ile oluşmaya başlayan ülke futbol kültürüne İstanbul dışında katkı sağlayan kentlerin başında Trabzon vardır. Yani, Cumhuriyet ile birlikte yaklaşık 100 yıllık bir futbol birikimi olan kenttir Trabzon. Birikimin oluşmasında belirleyici olanlar, dönemin spor entellektüelleri Rıza Kuğu ile birlikte Avni Aker Beylerdir.
Trabzon’un spora ilişkin kültürel süreci, ülkenin ilk spor örgütü olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakının bir üyesi olarak ilişkilenmesiyle hız kazanmıştır. TİCİ’nın kuruluş sonrası, Trabzon’da oluşturulan spor kulüpleri ile TİCİ’nın politıkalarına destek verilmiş ve futbol faaliyetlerine başlanmıştır. Bu süreçte Trabzon futbolunu başarı ile temsil eden İdmanocağı, İdmanyurdu, İdmangücü, Necmiati, Birlikspor, Altınışık İdmanyurdu futbol takımları, kendi aralarında düzenledikleri müsabakaların yanısıra, çevre il takımları ile karşılıklı maçlar yaparak futbolun Trabzon dışında “Karadeniz bölgesinde” da tanınması ve gelişmesi için liderlik yapmışlardır.
TİCİ nın futbol sahası yapılması için ödenek gönderdiği ilk illerden biri Trabzon’dur. 1932 yılında TİCİ’nınca bu amaçla gönderilen ödenek ile yer tahsisi,zemin düzenlenmesi ve tribün inşaası gerçekleştirilmesininde önderlik eden ise -ülkede beden eğitimi ve spor politikasının belirleyicilerinden olan olan -Selim Sırrı’nın (Tarcan) öğrencisi beden eğitimi öğretmeni Avni Aker’dir.
Avni Aker,Trabzon’un ilk beden eğitimi öğretmenidir ve Trabzon’da bir stadın yapılması için önemli katkılar sağlamış ve bu çalışmaları ile Beden Terbiyesi Bölge Asbaşkanlığı (Şimdiki Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü) görevini üstlenmiştir. Avni Aker, görevde bulunduğu yıllar içinde Trabzon'a bir stat kazandırmak ve bugün stadın bulunduğu araziyi bu amaçla istimlak etmek için çok uğraştığını, onun bu yolda müthiş çabası olduğunu yine Trabzon spor kültürünün sembol isimlerinden olan beden eğitimi öğretmeni Hayri Gür’den öğrendik. Avni Aker, Trabzon insanının, gencinin bir yandan sağlıklı bireyler olarak yetişmesi, diğer bir yandan da spor dallarına ilişkin yeteneklerinin tesbiti ve geliştirilmesi için bir spor eğitimcisi ve spor yöneticisi olarak yoğun bir caba sarf etmiştir.
(Türkiye Şampiyonu İdmanocağı)
Bütün bunları öykülememizin nedeni, Trabzon kentinin ve insanının genlerinde spor “Futbol” kültürünün varolmasında katkı sağlayan süreçi ve bu süreçte yer alanların bazılarını anımsatmak içindir.Öykü bu kadar değil muhakkak. Öykünün kahramanı olan Avni Aker’in 1977 yılında stadyumun ismi ile anılması aynı zamanda O’nu tanımayanların da tanımasına olanak tanındı.
O stad ise, ismini taşıdığı Avni Aker’e Trabzon için taptıklarının karşılığı olarak, 50 yıl sonra Türkiye futbol şampiyonlukları ile teşekkür etti. Ve futbol hafızasını, kültürünü günümüz Trabzonlularına ve ülke insanına hatırlattı. Avni Aker stadyumunun zemini, Trabzon futbolunun kutsal zeminidir, hafızasıdır. Şampiyon kadronun, yedek kulübesi ile taraftarlarının günlüğüdür Avni Aker’in zemini, soyunma odası koridorları ve soyunma odaları.
Şampiyonluklara katkı sağlayan yönetici,antrenör, futbolcu ve tribünlerde yer alan taraftarlarla birlikte şampiyonlukları öyküleyen gazeteler “Hizmet, İleri, Sonhaber” hepsi parça parça olarak Trabzon futbol kültürünü oluşturdular.
(Türkiye İkincisi İdmangücü)
Yakın bir zamandan beri sahip olduğumuz kültürel değerlerimiz “özellikle ülke futbolu” acımazsızca tüketiliyor. Değişik kentlerde “Kayseri, Konya, Bursa, Eskişehir, Rize, İstanbul-Ali Sami Yen, Afyon vd” yeni stadyum seferberliği ile kentlerin futbol hafızaları silinmekte, Antik Yunan’da “kum” günümüzde ise şiddeti çağrıştıran “Arena” isimlendirilmeleri ile yeni hafızalar oluşturulmaktadır. Stadyumların kentlerin yerleşim alanları dışına çıkartılması her nedense ülkemizde tercih edilmektedir. Oysa UEFA, statların yerleşim konumlarını; Semt sakinleri gol sesini duymalıdır.ilkesi ile değerlendirmektedir.
Avni Aker ve Yavuz Selim futbol alanlarının birbirlerinden ayrılması, Trabzon futbolu için sadece hüzün veren bir ayrılık olarak anılmayacak, Anadolu futbolu olarak tanımlanan ve İstanbul hegamonyasına başkaldıran Trabzon futbol kültürünün güç kaybetmesine neden olacaktır.
Bu güç kaybı, stadyum alanının yeni bir konuma yerleştirilmesinin yanı sıra adınında değişme kuşkusundan kaynaklanmaktadır. Stadyumun adının Avni Aker olarak sürdürülmesi ile hem zengin spor-futbol-kültürümüze sahip cıkacağız. Hem de var olan kültürümüzün daha da güçlü kılınmasını sağlayacağız. Bu şansı kaçırmayalım. Bu konuda sorumluluk almaları gerekenler başta,Trabzonspor kulübünün mevcut yönetimi,Divan Kurulu,Trabzondaki sivil toplum kuruluşları; Futbolcular Derneği, Antrenörler Derneği,Hakemler Gözlemciler Derneği, ASKF,Gazeteciler Cemiyeti olmakla birlikte, asıl sahip çıkması gerekenler her hafta sonu kendilerini ağırlayan ev sahibinin “Avni Aker’in “konukları olan taraftarlardır. Trabzon’un hala ve gelecek yıllarda da Anadolu’nun futbol patronu olmasını istiyorsak bizi patron yapan değerlere sahip çıkalım. Avni Aker’i yaşatalım. Yıkılan statla birlikte ismini de sonsuzluğa gömmeyelim!
(Şampiyon Trabzonspor)