Bir önceki yazımızda Trabzon’a dair görüşlerimizi ifade ederek, tarihi ve kültürel eserlere yeterince sahip çıkılmadığını belirtmiştik.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, İpekyolu üzerinde bulunan Trabzon, gerçekten de kemliğini kaybetti. Biz öyle inanıyoruz.
“Fatih’in fethettiği, Yavuz Selim’in yönettiği, Kanuni’nin doğduğu şehir” diye sadece söyleriz de gereğini bir türlü yapmayız.
Bu bahsettiğimiz şehir 150 yıldır demir yolu bekliyor.
30 yıldır Güney Çevre Yolu bekliyor.
Havalimanına ikinci pist bekliyor.
Yatırım Adasını bekliyor.
Çevresindeki birçok şehir, kendini aşan yatırımlara imza atarken Trabzon hak ettiğini alamamanın sıkıntısını yaşıyor.
Bazı projeleri fizibıl bulunmadığı için bazı projeleri ise siyasi beceriksizlikten gerçekleşmiyor.
Şunu kabul etmek lazım. Trabzon’a gerçekten de iyi ödenek geliyor. Ancak belli ki bu ödenekler verimli kullanılmıyor.
Başlayan bazı hayati projeler ya yarım kalıyor ya da yapımı uzayıp gidiyor.
Trabzon’un artık aynaya bakması lazım.
***
Bir Trabzon Kurultayı yapılmalı.
Bu öneriyi sık sık dile getiren bir isim var.
Trabzon’un duayen siyasetçisi Eski Devlet Bakanı Eyüp Aşık…
Sayın Aşık, önceki akşam dostumuz Gazeteci Yaşar Falcı’nın moderatörlüğünde gazeteci ağabeyimiz Ali Savaş’la birlikte yaptığımız programda konuğumuz oldu.
Özetle şunu söyledi:
“Güney Çevre Yolu ve Demiryolu Trabzon için olmazsa olmazdır.
Savunma Sanayi dünyanın yeni gelişmekte olan sektörü. Trabzon’a savunma sanayi anlamında mutlaka ve mutlaka bir yatırım kazandırılmalıdır.
Trabzon’da saymaya kalkarsak 20’den fazla Uzungöl vardır. Bunları bulup hayata geçirmeliyiz…”
Sadece bunlar yapmak bile Trabzon’u uçurur…
***
İzmir Depremi bize yeniden hatırlattı.
Deprem Türkiye’nin bir gerçeğidir.
Bu işin şakası yok, her yıl depreme çok sayıda insanımızı kurban ediyoruz. Ciddi önlemler alma zamanı geldi.
İşte bu noktada yıllardır Trabzon bürokrasisinde kente önemli hizmetler veren ve Jeofizik Mühendisliği Odası Başkanlığı da yapan Jeofizik Mühendisi Nurettin Tandoğan’ın bir önerisine dikkat çekmek gerekir diye düşünüyorum.
Bakın ne diyor:
“Depremden korunmak için önerimdir;
Türkiye bir deprem ülkesidir ve buna göre tedbir alarak yaşamak zorundayız. Özellikle 1. ve 2. derece deprem bölgelerinde çok katlı konutlarda ve tüm konutlarda içerisinde her tür ihtiyacımızı karşılayacak araç gereç , kuru gıda su vs bulunan 8-10 m2 boyutlarında betonarme bina içerisinde Çelik konstrüksiyon dan oluşan deprem odası ( Hayat odası) yapılması kanunla zorunlu hale getirilmelidir. İnanın bu deprem odası bina maliyetlerine büyük bir yük getirmeyeceği gibi; deprem anında yüce Allah (c.c) tan sonra sığınılacak en önemli liman olacaktır.”
Kesinlikle dikkate alınmalı diye düşünüyoruz.
Kalın sağlıcakla…