Biri Büyükşehir Belediyesi'nin şirketi diğeri Ortahisar Belediyesi'nin şirketi. Aslında TRABEL'den doğdu ORBEL. Doğdu doğmasına da baba şirket yavru şirketten farklı şartlarda çalıştırıyor işçisini.
TRABEL ve ORBEL arasında işçi maaşlarında en az 500 TL'lik fark var. Oysaki TRABEL'den ORBEL'e işçiler geçerken aranızda hiçbir fark olmayacak diye söz verilmişti. Bu sözün yutulduğunu görüyoruz. Hatta üç yıl geçmesine rağmen herhangi bir adım atılmamış, bu yetmezmiş gibi farkların yıllar içinde makas aralığı daha da artmış. Bu mağduriyet nasıl ortadan kaldırılacak bilinmiyor. Henüz bu konuda ne bir emare ne de bir karine mevcut!
Onlarca ORBEL işçisiyle konuştum. Ayrı zeminlerde ayrı zamanlarda yaptım bu görüşmeleri. Çünkü herhangi bir yanlış yönlendirmeye düşmemek için titiz bir izleme yapmam, gazeteciliğin haysiyeti açısından önemliydi.
Çok enteresan tespitlere ulaştım. Örneğin Ortahisar Belediyesi bünyesindeki 657'ye tabi memurlar iş istihkak elbiselerini farklı bir firmadan, işçiler ise farklı bir firmadan alıyor. Biri kaliteli giyinirken diğerleri giysileri beğenmediği için almaya bile gitmiyor. Bu durumun aynen böyle tecelli ettiğini ben diyeyim on siz deyin yirmi işçi aynı içerikle bana anlattılar. İşçilerin gönlünü değil de bir firmanın cebini mi düşünüyor birileri diye sorular sormamak elde değil.
Kimi ifadelere göre bu firma tercihinde ORBEL'in müdiresi Sezgin Yılmaz'ın bir dahlinin olduğu yine işçiler tarafından dillendirildi. Yılmaz'ın, bu konulara tatmin edici cevaplar vermeleri kendi işçilerinin teskini açısından önemlidir. Benim önerim; en azından bir dahaki giyim ihalesi yapılırken çalıştırdıkları alın teri erbabı şahsiyetleri dikkate almalarıdır.
İşçiler atgözlüğü ile meseleye bakmıyor. Bakmadıklarını yerdikleri isimler kadar övdükleri isimlerin varlığından anlıyoruz.
Ha burada Firar Bayrak'a ayrı bir parantez açmamız lazım. Bütün işçilerin Ortahisar Belediye Başkan Yardımcısı Firar Bey'e büyük bir sevgiyle bağlı olduklarını müşahede ettim. O bizim babamız gibi diyorlar. Hatta bazıları 'Firar Baba' diye kurdukları cümlelere kendisini özne yapıyor.
Bir ORBEL çalışanının "Allah ona gökten yağdırsın yerden toplasın" duasının, Firar Bey'e duyulan muhabbetin derinliğini anlatır kanaatindeyim.
Bakınız bahsi geçen şahısları ben birebir tanımam. Hiçbirine ne şahsi ne de baskı grupları üstünden bir rabıta beslemem. Ben sadece işçi arkadaşların değerlendirmelerini yansıtıyorum.
Eğer bu sözler enaniyet değil de asaniyet oluşturursa ne ala. Zira, "alın teriyle çalışanların haklarını alın terleri kurumadan vermek" ne demektir herkes biliyordur diye düşünüyorum.
Ben, işçinin benzer işi yapan mesai arkadaşlarından farklı ücret almasına, mesaisinin eften püften gerekçelerle kesilmesine, giyimde ve kuşamda farklı muamele görmesine kayıtsız kalamam. İnşaallah ilgililer de bundan böyle kayıtsız kalmaz. Yeni sözleşme döneminde iyi bir halleşme ve helalleşme gerçekleşir.