Hatay’ın ilk yarıda topa yüzde 60 oranında sahip olmasını birileri “Trabzonspor'u kendi evinde hapsetti” şeklinde yorumlayabilirdi ki bu da aslında normal bir bakış açısıydı.
Ama gerçek öyle değildi! Trabzonspor, topu Hatay’a bıraktığı bölümlerde ya önde baskıyla ya da orta sahada kaptığı toplarla golü sürekli aradı.
Trabzonspor’un gol beklentisinin 2’nin üzerinde olması, rakip ceza sahasında da 22 kez topla buluşması ‘topa sahip’ yüzdesini yerle bir ediyordu. Kısaca bu tür istatistikler ne her şeydir ne de hiçbir şeydir!
Trabzonspor ikinci yarıda topa sahip olan taraftı! İşte ilk yarıdaki denklem bu kez tersine dönmüştü. Bordo Mavililer topa ne kadar sahip olduysa bir o kadar hata yaptı. Oyunun bazı sekanslarında kalesinde ciddi tehlikeler gördü. Kimi zaman eksik yakalandı kimi zaman da kademe hatası yaptı. Ama ‘tecrübeli’ ve birbiriyle oynamaya alışık iki stoperi tam zamanında müdahalelerde bulundu.
Bu tehlikelerin en önemli sebebi elbette klasikleşen ‘kilit pas’ ve ‘anahtar pas’ları verecek oyuncuların doğru tercihler yapamamasıydı. Her yanlış tercih kalede tehlike oldu.
İşte Hamsik’in yokluğunda ‘kısır’ kalan orta sahada bu işleri çözecek yeni transfer Bardhi soruna ilaç gibi gelecektir. Hamsik döndüğünde de artık başka bir oyun izleyeceğimiz muhakkak!
Visca’ya geçmiş olsun. Bu maçta iyi bir performans ortaya koyuyordu ki bu da bize temposunu yakalamaya başladığını gösteriyordu ama talihsiz bir sakatlık yaşadı.
Maçın hakemi Bitigen’e yönelik söylenecek çok söz var! Kötü hem de çok kötü ve art niyetli bir hakem. Bugün itibariyle hakemliğini askıya alır, asıl mesleği ne ise ona vakit ayırmasını sağlarım.