Maçın henüz 4.dakikasında yenilen gol oyun düşüncesini alt üst etti. Oysa, gol dakikasına kadar oyun alanında oyuncuların yerleşimi ve top rakipte iken oyuncuların baskı hamleleri geçmiş maçlardaki gibi Trabzonspor izleyeceğimizi gösteriyordu. Ama ne zaman ki Adriano’nun Pereria’nın yanlış pozisyon alması ile yaptığı ver-kaç sonrası ortayı engellemeye Uğur’un çabası da yeterli olmayınca Cenk golü yaptı. Bu dakikadan sonra top gezdiren,pas trafiğini istediği gibi yönlendiren bir Beşiktaş ile topa sahip olmak için kovalayan bir Trabzonspor izlenmeye başlandı.
Oyunda gollerin erken gelmesi ile özgürleşen bir futbol oyunu izledik. Oyun tamamıyla sahadaki oyuncuların bireysel yetenekleri ve alışkanlıkları ile gelişti. Böyle olunca son yıllarda oyun alanlarında görmediğimiz ve hasret duyduğumuz,bol gollü seyir zevki yüksek,heyecanlı futbol izlemeye başladık.Oyun,turnosal kağıdı gibi oldu bir bakıma şapka düştü kel göründü adeta.
Kazım Ersun Yanal için önemli bir röntgen oldu bu maç. Trabzonspor’un savunması üzerine baskı uygulayan ya da organize biçimde çok pas yaparak gelen takımlar karşısında bocalıyor.Demek ki orta alada direnci yüksek,topa sert oynayan ve pas yeteneği yüksek olan bir takım hazırlamak lazım.
Beşiktaş’ın hareketli ve top gezdiren orta alan oyuncularını kontrol etmede zorlanan Trabzonspor orta alanı , bu yetersizliğini savunmaya fatura etti.
Beraberliği yakalayıp öne geçmesine rağmen, bu skoru koruma becerisi gösterememek büyük takıma yakışmamaktadır.
Bir söz de sayın Kazım Ersun Yanal’a . Hocam, son dakiklarada olsa,zeki oyuncular oyundan alınmamalı.Yusuf Yazıc’yı her fırsatta oyundan almak yerinde bir değişiklik olmamaktadır.Bero’yu kazanmak için gösterdiğiniz çabayı Yusuf Yazıcı içinde gösterin.
Sisli havalarda da Güneş çarpılması da oluyormuş. Ders almak ve Trabzonsporu geliştircek gerçek projeler ile yola çıkmak elzem olmaktadır.