Asrın felaketi olarak tanımlanan büyük bir deprem hatta depremler yaşadık ama gelinen süreçte o panik ve korkuya rağmen güvenlik ve tedbir konusunda bir arpa boy yol alamadık. Tüm binaların deprem dayanıklılık raporu zorunlu olmalı, yıkılması gereken binalar yıkılmalı, güçlendirilmesi gereken binaların güçlendirilmesi için ise gerekli adımlar çoktan atılmalıydı. Ancak görünen o ki bazı kaygılar olası can kaybı ihtimalinin önüne geçmiş. Yani binlerce insanın ölümünden çekinilmiyor da tedbir almaktan imtina ediliyor.
Bu arada gel gelelim TOGG’a. Milli ve yerli aracımız TOGG’un değeri biliyorsunuz ki 953 bin TL’den başlıyor. Ve bu aracı onlarca yetkili, milletin verdiği vergilerle alıp makam aracı olarak kullanmaya başladı. Vergiler milletten alınır millete hizmet olarak geri döner. TOGG makam aracı olarak kime hizmet ediyor, vatandaşa ne faydası var? Binlerce zengin insan var bu arabayı alabilecek. Destek gerekiyorsa onlar verir. 177 bin 467 kişi, kura çekilişi için 60 bin TL vererek sıraya girdi. Ve sadece 20 bin kişi almaya hak kazandı. Amaç eğer milli ve yerli aracımıza destek olmaksa, milletin vergilerine sıra gelinceye kadar binlerce kişi vardı destek olabilecek. Desteğe daha çok ihtiyacı olan depremzedelerimiz, afetzedelerimiz var. Şehrini terk etmek istemeyip zor şartlar altında kalan insanlar var. Enkaz atıkları yerleşim yerlerine dökülen ve orada hayatı tehlike altında olan insanlar var. Var da var. Tüm bunlar söz konusuyken nasıl bir vicdan değeri 953 bin TL’den başlayan TOGG’a rahat binebilir. Garibanın elinden parasını alıp o parayla lüks içinde yaşamak bu! Binlerce depremzede görüyor bunları. Yazık değil mi? Depremzedelere şuana kadar yapılanlar bir lütufmuş gibi… Yasları hala bitmemişken ve daha cenazelerine ulaşamayan insanlar varken her şey hallolmuş gibi davranmak hiçbir vicdana sığmaz. Vatandaş yaşanan bu ekonomik kriz nedeniyle parası kalmadığından ötürü artık alacaklarının peşinde. Vergiler de dahil. O yüzden harcanan paralara dikkat etmek lazım.
Neye yanıyorum biliyor musunuz? Tüm bu olanları bazıları ‘itibardan tasarruf olmaz’ diyerek körleşmiş vicdanlarıyla değerlendiriyor. Kendi değersizliğini millete mal eden şahıslar bunlar. Milletten ve onun refahından daha önemli ve değerli ne olabilir?