TARİH VE YETKİLİLERİN BAKIŞI

Bir ülke düşünün, millet olma vasfı olduğu halde, bu vasfını koruyamıyor.
Türkiye Cumhuriyeti, altı yüz küsur yıllık, maneviyatı yüksek Osmanlı Devleti'nin yönetim şeklinin sona ermesiyle kurulmuştur.
Geçmişin izleri ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni kalbi vücut edip sıkı sıkıya bağlı olduğumuz bilinciyle, Osmanlı Devleti'nin kuruluş önceleri, atalarımız olan her bir değeri baş tacı edip, bugünkü özet ve özelimize gönülden bağlılığımızı ifade ederken, geçmişte oluşan her bir envanteri de ileriye aktarmak mecburiyetindeyiz.
Nedir bunlar, hanlar, hamamlar, tarihi çeşmeler, su kemerleri, köprüler, tarihi özelliği yüksek değer arz eden evler, konaklar…
Bu saydıklarımız, milli varlığımız ve özümüz olduğu gerçeği ve düşüncesiyle, mutlaka korumalıyız, kollamalıyız gelecek ile kucaklaşması için ne gerekiyorsa yapmalıyız.
Bu özel değerlerimize yetkililerimiz çok iyi bakması gerektiği halde, zafiyeti zayıf idareciler sayesinde ilgi gösterilmediğini belirtmek istiyorum.
Neden ve niçin ile olayı yorumlarken, milli değerleri yok sayan, ilgi göstermeyen, yıkılması için öncülük eden her bir görevlinin ruh ve vicdan yoksunu olduğu gibi bu yöneticileri görevden uzaklaştırmak gerekmektedir.
Kastı sabit, tarih şuuru olmayanlara hiç bir görev verilmemeli, mevcut yetkilerini de tarihi yok etmek, yok saymak düşüncesi oluşturdukları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılmalıdır.
Bir milletin, yaşam ağacı yani öz değerleri yok olduğu takdirde, oluşacak her ortamda misyonerler ülkede cirit atar konuşma gelirler.
Düşünmesi dahi zor olan, maalesef bazı yöneticilerin ülkenin mili hassasiyetini yok eder mantıkla hareket ettiklerini gözlemlerken, milli hassasiyet dışı her türlü oluşumda bulundukları dikkatlerden kaçmamaktadır.
Bu oluşumlar, yani tarih şuursuzluğu Türkiye'nin dört bir yanında gözlendiği gibi Trabzon'da da ilgisizlik, görmezden gelmek gibi ortamlar mevcut olduğunu ifade etmek istiyorum.
Tarihine ciddiyetsiz bakanı tarih mutlaka cezalandırır.
Sonuç itibariyle, tarihin derinliklerinde kök salan ecdatlarımızın eserlerini onararak, gün yüzüne çıkarmak için mücadele etmeliyiz, aksi yaklaşımda bulunan, bu değerleri tahrip etmeye çalışan kim olursa olsun, hangi yetkili olursa olsun mutlaka gerekenler yapılmalıdır.