Trabzon her zaman gündeme tarihi ve doğal güzellikleri ile gelmiştir. Doğal güzelliklerine bir diyeceğimiz yok. Ancak, tarihine ne kadar sahip çıkıyoruz.. Bu kentin havasını soluyan herkesin bu soruyu kendilerine sormalarını istiyorum..
Her yönüyle adeta tarih kokan bir kent olan Trabzon’a, 20 yıl öncesine kadar dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen turistlerin bugün neden gelmediklerini sorgulamak gerekiyor.
Bu eserlerin ilk sırasında yer alan Sumela Manastırının restorasyon nedeniyle ziyaretlere kapalı tutulması kentimiz turizmini etkileyen en önemli etkenlerin başında gelmektedir.
Bir dünya mirası olan Sumela Manastırı’na geçmiş yıllarda verilen zarar yıllardır süregelen restorasyona neden olmaktadır.
Restorasyonun devam ettiği önceki yıllarda Manastırın bir bölümü yine de ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere açıktı. Kimi hacı olabilmek, kimi günahlardan arınmak, kimi bu dünya mirası tarihi eseri görebilmek için dünyanın çeşitli ülkelerinden gelerek Sumela Manastırını ziyaret edebiliyordu.
Burada devam eden restorasyonun hayati tehlike yaratıyor olması bir neden olarak gösterilebilir. Ancak, bu tür tarihi eserler uzun süre kapalı tutulursa, ziyaretlere kapalı olduğu algısı zaman içinde eserin unutulmasına neden olabilir.
Bu nedenle, Trabzon’u ziyaret edenlerin uzaktan da olsa mutlaka görmek için uğradıkları Sumela Manastırı’nın gelecek turizm sezonunda tehlike arzetmeyen bölümleri restorasyon devam etse bile ziyarete açılması gerekiyor.
Sumela Manastırı yanında Trabzon’da ziyaret edilebilecek tarihi eserler var olsa da gereken önem verilmediği için atıl durumdadır. Yerli ve Yabancı turistlerin kent içinde mutlaka uğradıkları eserlerin başında yer alan Ayasofya Müzesi’nin son derece yanlış bir kararla camiye çevrilmesi, buraya olan ilgiyi azaltmıştır.
Devam etmekte olan kentsel dönüşümlerde iş makineleri kazdıkça altından tarih çıkan Trabzon’da başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü bir an önce bu duruma el koymalıdır.
Tek başına Trabzon Surları, Trabzon Kalesi ve çevresinde işin uzmanları tarafından başlatılacak bir çalışmadan kesin sonuç alınacağı bugüne kadar ortaya çıkan kalıntılardan da anlaşılmaktadır.
Trabzon’un birçok kentinde bulunan ve kaderine terkedilen tarihsel kalıntılar ne durumda olursa olsun koruma altına alınmalı, gelecek nesillere aktarılmalıdır.
Eğer Trabzon bir tarih kenti olarak anılıyorsa bu isme yakışır çalışmalara da bir an önce başlanmalıdır…