İnsanlar hep mutsuz olduklarını söylerler. Şehir dışından dönerken havaalanındaki kalabalık inanılmazdı.
Çalışan bir kişi dikkatimi çekti.
O kadar mutluydu ki insanlarla diyaloğu şen şakraktı ve ‘bir şey sorabilir miyim’ dedim ‘tabi’ dedi.
Nasıl böyle mutlu olabiliyorsun diye sordum.
“Allah’a şükür sağlığım yerinde, evde huzurum var, işim var. İnsan isterse her şeyden mutlu olabilir” dedi.
Aslında çok şey anlattığı beden diliyle anlaşılıyordu.
“Mutluluğun daim olsun” dedim, “Allah razı olsun ablacım” dedi.
Kaçımız mutlu olmayı başarabiliyoruz kendi hayatımızda diye düşündürdü beni.
Bizler mutlu olmayı bilirsek her şeyden mutlu olabiliriz.
Alanda uzun vakit kalınca insanları izledim.
Yemek yerleri kalabalık.
Oturmaya yer yok.
Sırayla oturup yemek yiyorlar, inanılmaz kilo ve yanlış beslenme.
Acaba yiyerek mi kendimizi mutlu etmeye çalışıyoruz?
Büyükler ve çocuklar olmak üzere obezite hastalık haline gelmiş durumda. Obezite nedir?
Yağ artımıyla (kilo alımı) ortaya çıkan çevresel etkilerle tetiklenen genetik zeminli kronik bir hastalıktır.
Obezite ile ilgili Brezilya’da ünlü katolik rahip Mercola Rossi’nin şişman kadınlara cennete gidemezsiniz diyerek sahneye çıkan bir kadın rahibi sahneden aşağıya attı.
Acaba rencide edip kilo almamalarını mı sağlamak istedi?
Yanlış bir konuşma.
Erkeklerde de gençlerde de obezlik var.
O rahip kimin cennete gideceği konusunda karar merci değildir.
Ama insanları caydırmak için bu yöntemi kullanmışsa şayet ne kadar vahim durumda olduğumuzun da göstergesidir demektir.