Takımın içerisinde mutsuzluk görüyorum, bütünlük göremiyorum.
1-2 kişi var onların yüzlerinde coşkuları heyecanları hissediyorum ama sahadaki diğer futboluları göz önüne alırsak o 1- 2 kişi çok az kalıyor.
Takımda duygu yok.
Koşmadan bu oyun oynanmıyor.
Sonuçta karşındaki takım 10 kişi ve neticede Osmanlıspor.
Bu sonuçların nedenlerinden bir tanesi, oyunculara hak ettiğinden fazla para verilmesidir.
Türkiye’de futbol kulüplerinin, bilhassa Trabzonspor’un en önemli sorunu “önemli mi, yoksa değerli oyuncu mu” sorusuna verdiği cevaptır.
Geçen seneye oranla kadro kalitesi daha iyi ama maalesef futbol 1-2 kişiyle ya da isimlerle oynanmıyor.
Takım halinde hareket edilirse başarı elde edilebilir.
Trabzonspor Ankara’da bunu başaramadı.
M’bia, Cavanda, Mehmet Ekici’nin, Erkan’ın, Yusuf’un durumu zaten ortada.
Heyecanı olan bir futbolcu yok.
Bu tip maçlarda agresif olması lazım.
Heyecan yok, bütünlük yok, yavaş oynanıyor.
Bu akıl almaz bir durum.
Rakip 10 kişi, ilk yarı soyunma odasına 1-0 mağlup gidiliyor ve maç sonu 3-1 mağlup olunuyor, buna da ses çıkartan hırçın oynayan kimsenin olmaması düşündürücü bir durum.
ŞOTA NE YAPTI?
Bence Şota’nın da ikinci yarıya öyle başlamaması gerekirdi.
İkinci yarıda Alper’in oyundan alınıp Yusuf’u bek pozisyonuna koyup forvet çiftlenebilirdi.
Şota çok değerli bir insan, bazen hocalar sahaya da müdahale edemez bu da o durumlardan biriydi.
10 kişi kalmış bir takıma karşı hiçbir oyuncunun ses çıkarmaması beni çok rahatsız etti.
Tam takım ritmini bulmak üzereyken yine dip yaptı.