SİYASİLER UZLAŞMA İSTİYORSA!

Meclis’in açılış günü… Gurup toplantısında esip gürlüyorlar.

Havada sallanan parmaklarla, CHP, DEM Parti ve dört gazeteciye veryansın ediyorlar. Ağzından tükürükler, gözlerinden ateşler saçıyorlar. Parmak havada. “Dem Parti bugün kapatılmayacak da ne zaman kapatılacak” diye, tüm kinini ve öfkesini kusuyorlar. CHP’ye ve DÖRT GAZETECİYE “ayağınızı denk alın” diye tehditler savuruyorlar.

Akşam Meclis onuruna verilen resepsiyonda CHP Genel Başkanının yanına gelen İhtiyar Kurt, “söylediklerime alınmıyorsun değil mi, onlar siyaseten söylenmiş sözlerdir” diye çocuk avutur gibi “gönül almaya çalışıyor. Sonra DEM Partililerin yanına giderek “el sıkışıyorlar. DEM’İ Türkiye partisi yapmaya çalışıyorlar.”

Seslerinin yankıları daha duvarlardan gitmeden, daha çekilen haber filmlerine sinmeden, dinleyiciler, “bayram değil, seyran değil, eniştem…” demeye başladılar. Bir, belki de birçok bit yeniği vardı işin içinde… Sorular art arda gelirken, Cumhur Başkanı talimat vermiş, “artık kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı politikalardan vazgeçip, uzlaşmacı ve barışçı politikalar izleyerek, hem ülkede, hem de dünyada huzura katkı verelim” demiş. Tabi bu istek içerisinde “ANAYASA YAPMAK YOK(?), öyle mi dersiniz?

Siyaseten kızmak, siyaseten öfkelenmek, siyaseten insanları suçlamak, aşağılamak, siyaseten insanları birbirine düşman etmek, siyaseten Türkiye’nin beka sorunu var demek ve Yunanistan’ın adaları işgaline karşı sessiz kalmak… Siyaseten “milliyetçiliğin her türünü ayaklar altına alan insanla pazara kadar değil, mezara kadar dostluk-ortaklık kurarak milletin çanına ot tıkamak, hedef gösterilen gençlerin, gazetecilerin, siyasilerin öldürülmesi, ölesiye dövülmesi, ayaklarına kurşun sıkılması, hepsi-her şey “siyaseten, sakın üstünüze alınmayın.”

Tüm yasalar zengini korurken, yüksek enflasyon, fahiş fiyatla halk soyulurken, köprülerde, tünellerde, şehir hastanelerinde, yollarda, hava alanları inşasında dudak uçuklatacak garantili ihale bedelleri 20-25-30 yıla cebimizden bir kuruş ödemeden, Hazineyi haraca bağlayarak, milleti son kuruşuna kadar soydururlarken ses çıkarmamak da siyaseten.

Milletin aç kalması, esnafın, işçinin, memurun, emeklinin aybaşını getirememesi, üniversite gençliğinin yemek ve barınma sorununun giderilmemesi, dış ticaret açığının büyümesi, üretimin düşmesi, özgürlüklerin kısıtlanması, gazetecilerin tehdit edilmesi, çiftçinin ürününün para etmemesi, gübrenin, ilacın, mazotun korkunç derecede pahalanması, insanların yokluğa ve yoksulluğa mahkum edilmesi bir kırizdir ve siyaseten öyle mi? Ve “Türkiye’de kıriz var demek, aklından zoru olanların işidir” deyiş de siyasetendir, üstünüze almayın.

DEM’E “terörist, PKK işbirlikçisi”; CHP’YE “terör destekçisi” diyenler, “biz uzlaşmacı siyaset derken, bazıları hala kutuplaştırıcı siyasetten medet ummaktadır” diye halka birilerini şikayet ediyorlar. Oysa yirmi iki yıldır bu ülkede “kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı, kavgacı siyaseti izleyen ve yüzde elliyi sokağa dökerim diye tehditler savuranlar kendileridir. Ağızlarını açtıklarında “Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler” diye söze başlayanlar onlardır. Ülke insanlarını geren, birbirlerine olan güveni ortadan kaldıran ve kuşkucu gözlerle baktırtan yine onlardır. Pişkin pişkin işledikleri suçları, yaşadıkları günahları “başkaları yapmış gibi” söyleyenler, yine onlardır. Adaleti, hakkı, hukuku ortadan kaldıran, şiddeti sokağa taşıyarak adaleti çürütenler yine onlardır. “Ne mutlu Türküm Diyene” sözünü, TC’Yİ, Andımızı kaldırarak toplumsal kaynaşmadaki çimentoyu yok edenler yine onlardır.

Bu ülkede barış, kardeşlik ve uzlaşma isteniyor ve sağlanacaksa: Türkiye Cumhuriyeti ile kavga son bulacaktır. / Bu ülkede barış, kardeşlik ve uzlaşma isteniyor ve sağlanacaksa: Anayasanın ilk dört maddesi tartışmaya dahi açılmayacaktır. / Bu ülkede barış, kardeşlik ve uzlaşma isteniyor ve sağlanacaksa: Atatürk ilke ve devrimleri akılca, bilimce sonuna kadar tartışılacak, geliştirilecek, çağca yorumlanıp uygulanacak, eksikler görülürse giderilecek, fakat devrimlerden ödün verilmeyecektir. / Bu ülkede barış, kardeşlik ve uzlaşma isteniyor ve sağlanacaksa: Türkçe ile kavga edilmeyecek, Arapça ve Farsçadan oluşan Osmanlıca ön plana çıkarılmayacak, Türk tarihi, Türk büyükleri yerine İslamiyet bahane edilerek Arap-Fars mitleri-efsaneleri, kültür emperyalizmi gereği dillendirilmeyecektir. / Bu ülkede, barış, kardeşlik ve uzlaşma isteniyor ve sağlanacaksa: Adalet güneş gibi herkese eşit vuracak, yandaşlar korunurken, atanırken, yandaş olmayana reva görülen işsizlik, açlık ve yokluk insanları umarsızlığın içine sürüklemeyecektir. / Bu ülkede barış, kardeşlik ve uzlaşma isteniyor ve sağlanacaksa: Toplumu kirleten, haksızlığa, hukuksuzluğa, vurguna, soyguna neden olan olaylarla ilgili verilen soruşturma komisyonlarının kurulması önergeleri iktidar kanadının oylarıyla “hayır denerek reddedilmeyecek, toplumsal çürümeye sebep olan nedenler araştırılıp ortaya çıkarılacaktır. / Bu ülkede barış, kardeşlik ve uzlaşma isteniyor ve sağlanacaksa: İkide bir Mili Eğitim müfredatı değiştirilerek eğitimin hafızası ortadan kaldırılmayacak, zaman Ortaçağa evrilmeyecektir; ormanlara ve ülke insanlarına sahip çıkılacaktır.

Rüyası dahi görülmeden içselleştirilmeyen düşünceler “söyledim ve oldu” ile yani sabah başka, akşam başka konuşularak uygulanamaz. Sabahla akşam arasında, aynı kişinin birbirini yalanlayan iki makalesi dahi olamaz. Siyaseten de olsa, böyle bir siyaset de olmaz. Yalanlarla, kandırmacalarla, algılarla sorunlar çözülmez ve ülke yönetilmez. / Kimse sorumluluktan kaçamaz.

Sevgiyle, esenlikle kalınız…