Öyle ya ortada bir şey var ise bu ya doğrudur ya da yanlış. İkisinin ortası nasıl olur bilmem. Meselâ, ben desem ki günün hükümeti şu-şu işleri “çok iyi” yaptılar. Hadi çok sizin olsun, “iyi yaptılar” diyelim. Peki bunun karşısına birisi geçip te bu iyi olan şeye kötü nasıl der? Diyelim ki mevcut hükümet savunma sanayiinde şu aleti yaptı(rdı) ve uçur(t)du. Bununda ülke savunmasında ve suçluların yakalanmasında etkisi oldu.
Öte taraftan kalkıp ta; “Yaptınız ama şu parçasının şu aksamı falanca yapım” diyerek bu icraatı bilmeden anlamadan küçümseme veya istihza etmesinin ne anlamı var? Bu denli ifadelere de ne yazık ki şahit oluyoruz. E be birader, Dünya’da hangi ülke hangi enstrümanı yüzde yüz kendi malı olarak üretti? Açın bir bilgisayarı üzerinde ne marka olursa olsun. İçinin komponentlerine bakın, chiplerden biri taiwan, diğeri Japan, diğeri Chine vs yazar. Neden karmadır? Çünkü o komponent falanca ülke tarafından daha önce imal edilmiş işgücü daha ucuz parça daha ucuza mal edilip komple alette daha rantabl hale gelir. Ha gelelim bazı araç gerecin yazılımla çalışma meselesine. Yazılım işi ise asla konsorsiyum kaldırmaz. Burada önemli olan o chip ve aksamın makine dilinde yazılan yazılımlarla komuta ve kontrol edilebilmesindedir.
Bu konuda da Türk bilişimi çok ileri safhadadır. Netice itibarı ile bizi üzen mesele, son zamanlarda siyasetin kör gözü insanlarımızı o denli dumura uğratmış insaf ve basiretini o derece köreltmiş ki adeta kendi ülkesinde bir şeyin uçtuğunu, yürüdüğünü görmek istemez oldular. Uçana, yürüyene de o bir tek kalan gözünü kapatıyor. Eleştiri; tabii yapılacak doğru ve yol gösterici eleştiri itici bir güçtür, ama inkâr ise resmen körlüktür. Eski bir deyim vardır hani “İfrat ve Tefrit.”
İşte maalesef bu zamanda bu deyim kol geziyor. Ya küçüğü büyütüp dev yaparsın veya devi öldürüp yok yazarsın. İkisinden de Allah’a sığınırım. Diğer taraftan; son zamanlarda ülkemizin ve Dünyanın sorunu olan bu virüs meselesinde dahi hükümetin aldığı tüm yerinde tedbirlerle ve en önemlisi sağlık konusundaki teçhizatımızın mevcudu, bedava tedavi konusu fevkalade iyi ve yeterli olduğunu da gözden kaçırmadan hükümetin bu imkânları sağlamasını “Yok mesabesinde” görmeye çalışmak ta gerçekten üzücü bir konu.
Daha üç gün önce İsveç’te hastalanan hasta veya hastalar için sağlık bakanlığı özel uçak yolluyor. TV’ler bunu canlı yayınlıyor. Fevkalâde sevinilecek başarı iken oradan birisi çıkıp ta “Gel de bizim mahallede açları fakirleri doyur(!)” diye ters köşe yorum yapmanın geçerliliği Dünya devletler politikasını bilmemekten geçer. Hele bu hastalığa müdahale konusunda belki de Dünya’da 3-5 ülkeden biri olduğumuz halde durmadan ölenlerin ve hastaların rakamlarını çetele tutarak ülkede aklınca kaos ve tedirginlik yaratmaya gayret edenler kendilerini muhasebe etmeliler.
Bazı insanlarımız da güya siyasete girmesin diye bu başarıları Hükümetin icraatı yerine aşağıdan alıp, hatta çekinip “Devletimiz” diye ifade etmenin sünepeliğini anlamakta güçlük çekiyorum. Evet devlet kavramı farklı ve kutsal bir tabirdir. Ama ben hükümetin bu icraatları ile (Noksanını, yanlışını rezerv tutarak) iftihar ediyorum. Koskoca(!) ABD’nin düştüğü aczi, Belçika gibi güya medeni bir ülkenin yaşlılarını huzur evlerinde ölüme terk ettiğini duyup kendi hükümetimin halkına olan şefkatini duydukça bunca müdahale, tedbir ve tedavi konusundaki yerinde başarılardan dolayı bu hükümeti kutluyorum. Sonuçta diyeceğim o ki kritik ve eleştiri elbette var, ama “kör gözlere ise yazık” diyorum.