Sivas maçından alınan bir puan için asla takımın başarısını küçümsemeyin. Bir kez baştan ifade edeyim artık o eski camlar hep bardak oldu. Zira bu ligde oynayan tüm takımlar nerede ise eşit durumdadır. Bunun altı üstü yok. “Kimin eli kimin cebinde bilinmez”. Onun için siz o eski dönemlerdeki gelene-gidene tokat zamanlarını unutun. Bu maçta ilk yarıda her iki takım da dikkat ederseniz keyfinden değil tedbirinden ilk kırkbeş dakikayı birbirini tartarak tam bir ortasaha futbolu oynadı. Her ikisi de birbirinin açığını kollamaktan başka bir niyetleri yoktu. Onun için ortaya böyle kırkbeş dakikalık bir futbol çıktı. Bazı kalemlerde özellikle Yusuf ve Abdülkadir Ömür’ün performanslarının düşük(!) olduğu şeklinde yorumların bence doğru olmadığını ifade etmek isterim. Öncelikle şunu iyi bilmek gerekir ki sonuçta sporcu da bir insandır. Kendiniz ne kadar iyi hazırlarsanız hazırlayın saha ve oyun şartları artı rakibin ortaya koyacağı senin oyuncularına karşı tedbirler oyuncunun performansını etkiler.
Zira karşıdaki de bir oyuncu ve onun da bir performans seviyesi var. Bunlar önemli faktörlerdir. Onun için bu iki değerli oyuncularımıza hemen bir maç için eksi not vermek doğru değildir. Diğer taraftan Abdulkadir Parmak’ın da yavaş yavaş bu takma ısındığını görmek bizleri fazlası ile mutlu ediyor. Attığı gol konusunda da fazla şişirmek oyuncunun motivasyonunu bozar unutmayın. Ne kimseyi yere batırın ne de bir gol veya bir maça sebep göklere çıkarmayın.
Artık Batuhan’ın da bu kadroda ayak sesleri kulağımıza geliyor.
Bunlar –zorunluluktan da olsa- geleceğin Trabzonspor’unun yerlinin yerlisi mantığını yavaş yavaş yerleştireceğinin işaretleridir.
Umarız ilerleyen dönemlerde sırada ve kulübede bekleyen diğer çocuklarımıza da şans verilip gelecek yılın kadrosunun ağırlığının altyapıdan gelen oyuncularımızdan oluştuğunu görürüz. Tabii alt yapı deyince sadece Trabzonspor altyapısı veya genç takımlarında oynayanları kastetmiyoruz. Diğer profesyonel lig takımlarımızın ve Karadeniz ekiplerinin taranıp onların da değerlendirilmesi gerekir. Zira Gümüşhane-Rize-Giresun gibi illerimizde de mevcut maçların izlenip oyuncuların değerlendirilmesi şarttır. Şu bilinmelidir ki bu sezon sıra dışı istek ve beklentilerden ziyade makul ve mantıklı düşünerek bu mali çıkmazdan kurtulmanın yolarının yeni ve ucuz ayakların takıma kazandırılması ile mümkün olacağını ve sıra konusunda sabırlı olunmasını tavsiye ederim.
Tabii bir zamanlar “Trabzon futbol tarlası kurudu” diyerek Yugoları ve çocuk Afrikalları bu kulübün alt yapısına doldurup çocuklarımız aşağılayan müflis zihniyetin futbul kalite ve kapasitesini de bu durumda görmüş olduk. Unutmayın futbol bu ilin çamurundan hiç eksik olmamıştır.