Muğla'nın Marmaris ilçesinde 48 senedir yaşayan 70 yaşındaki Zühtü Yıldırım, memleketi Bayburt'a gelerek baba ocağını restore etti.   

1975 yılında Bayburt'tan ayrılarak çalışmaya giden Yıldırım, 2006 yılında eskiyen baba evini restore edip, içini geçmişin izlerini taşıyan nostaljik eşyalarla doldurdu. Sıla hasreti çektiğini, aklının hep bir köşesinde memleketinin olduğunu vurgulayan Yıldırım, geçmiş zamanlarda Bayburt'ta kullanılan nostaljik eşyaları bir bir topladığını kaydederek, Bayburt'a 35 kilometre uzaklıktaki Arslandede köyünde bulunan baba ocağının bir köşesini antika eşyalarla süslediğini söyledi. Antika özelliği bulunan sayısız nostaljik eşyayı evinin bir köşesinde sergileyen Yıldırım, yılın belli aylarında Bayburt'a gelerek, eskinin izlerini taşıyan evinde eşiyle, dostuyla, akrabasıyla keyifli vakit geçirip, geçmişi yâd ediyor. 

23 yaşında Bayburt'tan çalışmak için ayrılan Yıldırım, inşaat işlerinde çalışarak gurbette zanaat öğrendiğini vurguladı. Zamanla kendini geliştiren Yıldırım, inşaat alanında ustalaşarak gurbette birçok ev yaptı. Yıldırım, "Köyüme nasıl bir şey yaparım da faydalı olurum" diyerek, mesleği gereği öğrendikleriyle kendi çizim ve tasarımıyla çeşme, komşularının, hayırseverlerin maddi desteğiyle ise şadırvan yaparak, köyüne katkıda bulundu. 

3-5 parça eşyayla başladı şimdi 150 parçadan fazla eşyayı evinde sergiliyor 

Rize’deki şiddetli yağıştan tarım arazileri de nasibini aldı Rize’deki şiddetli yağıştan tarım arazileri de nasibini aldı

Eskiyen baba ocağını restore ederek, kullanılır hale getiren Yıldırım, 150 parça antika özelliği bulunan nostaljik eşyayı evinde özenle sergilemeye başladı. "Biriktirdiğim eşyalar birdi, iki oldu. Üçtü, beş oldu derken zamanla 150 parçaya ulaştı" diyerek konuşan Yıldırım, "Gurbet hayatında gezdik, dolaştık, çalıştık. 45 senedir dışarıdayım. 1975 yılında Bayburt'tan çıktım, 2006'da memleketime geldim. Birkaç biriktirdiğim nostaljik eşya vardı, bazı meraklarım, özlemlerim vardı bu vesileyle köye gelmeye karar verdim. Bu biriktirip, sakladığım eşyaları baba ocağımda sergilemek istedim, sonucunda da baba evini bu hale getirdim. Baba evini bu hale getirdikten sonra, biriktirdiğim eşyaların sayısı giderek artmaya başladı. Birdi, iki oldu. Üçtü, beş oldu derken 150 parçaya ulaştı. Bir de köyüme hizmet edebilmek için kafamda tasarlayarak bir maket oluşturdum. Bu maketin aynısından köyüme bir çeşme yaptım. Yine komşuların finansmanıyla camimize şadırvan yaptım. Evimin alt katında bu eşyaları tamir ederek, çoğaltmaya çalışıyorum. İnşallah devamını da getireceğim" ifadelerini kullandı.