Elâzığ ile birlikte yakın il ve ilçelerdeki depremzedeler sıkıntılı günler yaşamakta; yakınlarını kaybedenler, yaralı olanlar var.
Öncelikle ölenlere rahmet yaralılara sağlık dileyerek böyle günlerin yaşanmamasını diliyorum.
Halen kulaklarda “Kimse var mı?”, “Sesimi duyan var mı?” gibi ürpertici kelimeler çınlıyor.
Sıkıntı çeken vatandaşlarımıza herkes yardımcı olmaya gayret göstermekte.
Böyle günlerde el birliği ile çalışma yapılıyor, devlet de yapılması gerekeni yapıyor ama bizlere de iş düşmekte!
Öncelikle çadırlarda yaşam zor ve soğukla birlikte gelen sıkıntılar mevcut.
Bu vatandaşlarımızın otellerde kalmaları soğuktan ve hastalıktan uzak kalmaları gerekli.
Çocuklar, anneleri ve yaşlılar şuan geçirdikleri zor dönemden bir nebze de olsa kurtulmak için otellere yerleşmeli.
Bunun daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
Vatandaşlarımız tarafından Türkiye’nin her yerinden gelen yardımların da iyi niyetle yapıldığına inanıyorum.
Fakat yardımında bir usulü vardır.
Çok kullanılmış giyecekleri veya eşyaları deprem bölgesine yollamak da doğru değildir.
Bu zor günlerde hassas olan depremzedelerimizi incitmeden “Az veren candan çok veren maldan.” mantığı ile yardımlaşmalıyız.
Yardımlaşma bu şekilde güzeldir.
İhtiyaçlılara gidecek olan bu yardımların yerine ulaşması için de nokta atış yapılmalı.
Böyle zamanlarda fırsatçılar ve bencillere fırsat verilmemeli.
Depremzedelere sahip çıkıp yardım edenleri de iyi niyetlerinden dolayı tebrik ederken İnşallah bir daha böyle bir sınavla karşı karşıya kalmayız diyorum.