Şenol Güneş'in açıklamaları şöyle;
Puan kaybı yaşadığımız için üzgün olduğunu dile getiren Teknik Direktör, “Hangi kelimeyi kullansak karşılığı olmuyor. Başımız eğik. Yine üzgün bir vaziyette; kendi adımıza, oyuncular adına, kulüp adına, hem de taraftarlarımız adına üzgün ayrıldık. Bu şekilde ayrılmayı hiç beklemiyorduk. Ama bunu sık sık yaşadık. Geldiğimizden beri düşündüğümüz o badireden tam anlamıyla kurtulamadık. Bugün sahaya çıktığımızda da duruş olarak daha doğruyduk. Sahanın bütünlüğü içerisinde pozisyonlarımız iyiydi ama yavaş tempoda oynadığımız için rakibin işine gelen bir oyun vardı sahada. Baktığınız zaman yediğimiz gol; özellikle ilk gol, yine bizim hatamızdan kaynaklandı. İkinci gol keza... 2-1’den sonra o golü yemek; ki bunu sıkça yapıyoruz. Önde baskı yaptığımız zaman kontra atakla gol yemeyi anlayabiliyorum. Fakat hücuma gittiğimizde kontrolsüz şekilde kontradan gol yemek yerine, yerleşik savunmadayken gol yiyoruz. Bunu bir çok maçta yaptık. Bugün de aynı şey oldu 2-1 öndeyken. Goller kaçırdık. İkinci yarıda daha iyiydik. Tempomuz daha yüksekti, daha hareketli ve baskılıydık. 2-1’den sonra 3-1 de olabilirdi. Daha sonra 2-2 oldu. Yine attığımız duran top sonrası bir gol yedik ki golden çok o pozisyonu vermememiz gerekiyordu. Oyunun bütününe bakarsak, artıları fazla olan ama sonuç olarak beraberlikle ayrıldığımız bir maç oldu. Hücumda ve savunmadaki hatalarımız bize pahalıya mal oldu. Rakip, kapanarak oynamaya çalıştı. Bunu da bekliyorduk. Topu aldıktan sonra geçişli oynamaya çalışıyorlardı ve bunu da hızlı yapıyorlardı. İkinci yarı, 1-0’dan sonra, biz gol atana kadar bunları normal karşıladım. Çünkü risk alıyorduk. Ama 2-1’den sonra yerleşikken gol yememiz ilginç. Çünkü savunmadayız, saha içinde yerimizi almış durumdayız. Ancak rakibe uzak kaldık. Bu da rakibin tekrar oyunda iştahını artırdı” ifadelerini kullandı.
Şenol Güneş açıklamalarının son bölümünde şu ifadelere yer verdi.
Bütün arzumuza, kazanma hırsımıza rağmen son bölümde yine bir pozisyon yakaladık. Ama o tip oyun ikinci yarıda çok fazla oldu. Kenar ortalar, merkezden şutlar, attığımız şutlar, ortalar… Pozisyon bulduk ama kaçırdık. Rakip de çıktığı zaman ataklar yaptı. Ancak kazanmaya yakın olduğumuzu düşünüyorum. Oyun olarak geçmişe göre daha iyi şeyler gördüm. Hatalarımız yine vardı. Evet, takımda büyük bir değişim oldu. İdeal bir 11’i sürekli üst üste oynatamadık. Bunun da sıkıntılarını yaşadık. Takım daha fazla gençleşti. Bugün kazansaydık çok şey kazanacağımızı düşünüyorduk. Sadece puan açısından değil; puanı da bir tarafa bıraktık. Oyun gücünü, oynadığımız oyundaki moral değerlerini, birbirini tamamlama anlayışını sonuçla daha güçlendirebileceğimizi düşündük. Bundan asla vazgeçmemek lazım. Vazgeçmeyeceğiz. Trabzonspor, bu kadrosuyla daha iyi oynayacak bir yapıya gelecek. Düzelecektir mutlaka. Bugün ikinci yarıdaki iştahımız, hızlı oynama düşüncemiz, rakibi bunaltacağımız oyunla, bulacağımız pozisyonlarla iyi bir yere gelebiliriz. Tam tersi, daha fazla dağılmaya sebep olabilir. Oyunculara söylediğim gibi, bu işten oyunla geçebiliriz. Sonuçlara bakıp üzüleceksiniz. Bir iki gün üzülüp sonra tekrar devam edeceksiniz. Çünkü tekrar ayağa kalkmak için oyunumuzun üstüne koymamız lazım. Bir oyun kalıbımız var. Hücumda daha iyiyiz. Rakibi orada çıkarmamamız gerekiyor. Dinamik bir takım olarak oynayacağız. Rakip, bizim bu zaaflarımızı da iyi kullandı. Oyunu durdurma açısından bir pozisyon oldu; Pedro’nun pozisyonu mesela. 2-1’den sonra başka hiçbir oyuncumuz ‘Bu oyunu yavaşlatayım, soğutayım’ diye düşünmedi. Önde de olsak, geride de olsak huzurlu, rahat, oynadığımız oyundan keyif alıp seyirciye güven veren bir yapıya geçemedik. Bu da oyunda görülüyor. Her ne kadar üstün olsak bile sonuçlarla bu tür kırılmalar yaşandı. Bugün de öyle bir maç yaşadık.