Geçen ay sonu Yunanistan’ın Selanik şehrinde düzenlenen 16. Balkan Ülkeleri Eğitim Kongresi’ne katıldım. Kongrenin ana teması Balkan ülkelerinin komşularını eğitim sistemlerinde nasıl öğrettikleri ve nasıl gördükleriyle ilgiliydi. Selanik bize çok uzakmış gibi gözükse de diğer pek çok Balkan ülkesi gibi İstanbul’a uçakla bir saatlik uçuş mesafesinde.
Kongrede ‘Türk Tarih Ders Kitaplarında Balkan Uluslarının Temsili’ isimli bir bildiri sundum. Sempozyum düzenleme komitesi bildirime bütün katılımcıların ortak dinlediği panelde yer verdi. Panelde en son sunumu ben yaptım ve diğer Balkan ülkelerinin temsilcilerine hiçbir soru sorulmazken, bana ona yakın soru soruldu. Soruların bir kısmı Osmanlı mirasının bir şekilde Balkanlarda hala bariz bir biçimde devam ettiğini göstermektedir.
Kongrede diğer ülke temsilcilerinin bildirilerini dinledikten sonra, ders kitaplarında özellikle tarih ders kitaplarında Türklere yönelik olumsuz ifadelerin yer aldığını gördüm. Bu noktada hemen şunu söylemek gerekir ki bizim tarih ders kitapları bu açıdan diğer Balkan ülkelerinin ders kitaplarından çok daha iyi. Tespit ettiğim bir diğer nokta ise, sunumlarda Osmanlı İmparatorluğu’ndan bir Türk İmparatorluğu olarak bahsedilmesiydi. Her ne kadar günümüzde bazıları Osmanlı Devleti’nin asli unsuru olan Türkleri görmezlikten gelme eğilimindeyse de dünya, özellikle Balkanlar, Anadolu’daki Müslümanları etnik yapılarına bakmaksızın Türk olarak tanımlamaktadır.
Osmanlı Devleti’nin önemli siyaset ve kültür şehirlerinden birisi olan bu şehrin merkezinde maddi anlamda Osmanlı’dan geriye Atatürk’ün doğduğu ev ve bir kısım surların dışında fazla bir şey kalmamış. Olanlar ya ortadan kaldırılmış veya dönüştürülmüş. Dikkatimi çeken diğer bir nokta ise, sayıları on binin üzerinde Türk ve Müslüman bir kitlenin burada yaşamasına karşın şehirde açık cami bulunmamasıydı. Osmanlı’dan kalan camilerin tamamı kiliseye çevrilmiş ve ibadet için cami açmak yasak. Bunun dışında diğer pek çok Balkan ülkesinde olduğu gibi simgeler çok fazla.
Özellikle dışarıdan bu şehri ziyaret eden birisi olarak haç en fazla dikkatimi çeken simge oldu. Akademik anlamda tarih ve pedagoji ihtisası olan bir öğretim üyesi olarak, Yunanlıların ulus yaratma ve o ulusu bir arada tutma noktasında simgelerin gücünden fazlaca yararlandıklarına şahit oldum. Biz de ise simgelerin içi boşaltılmakta.