SAYIN NUMAN  KURTULMUŞ’A  AÇIK MEKTUP

Sayın Numan Kurtulmuş.
Öncelikle şehrimize hoş geldiniz.
Ziyaretiniz boyunca özellikle Sivil Toplum Kuruluşları ile yaptığınız görüşmelerde ilimiz adına yapıcı sonuçların alınması en büyük arzumdur.
Pandemi nedeniyle toplantı davetine olumlu cevap veremediğim için özür dilerim.
Ancak Dünyanın, ülkemizin ve bölgemizin en önemli sorunu olan kimyasal gübreye dayalı tarım ile ilgili yeni gelişmeleri bu köşeden sizinle paylaşmak istedim.
Kimyasal gübrelerin fiyat artışı, çevreye ve insan sağlığına verdiği zarar yanında her geçen gün toprağı bitki besin elementleri bakımından fakirleştirmesi Dünya ve Türk tarımını tehdit eden en önemli faktörlerledir.
Bu nedenle tükenmiş tarım toprağını bazaltik volkanik kayaç tozu ile karıştırarak toprağın yeniden mineralleştirilmesi ve güçlendirmesi çalışmaları tüm dünyada hız kazanmıştır.
Çay ve fındık tarımı yapılan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde de toprak aşırı yağış ve tarım nedeniyle yıkanmış, bitki besin elementleri açısından tükenmiş, asitli topraklardandır.
Buna karşılık bazaltik volkanik kayaçlar bölgenin en yaygın ve bol bulunan kayaç türüdür.
Bazalt tozu ise mermerciliğin ve taş ocaklarının atık ürünüdür.
Bu nedenle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde üniversite ve kamu kuruluşları yönetiminde başlatılacak olan tükenmiş toprağın mineralleştirilmesi çalışmaları Türk tarımı için umut verici sonuçlar vereceğini ve kimyasal gübreye bağımlılığı önemli oranda azaltacağını düşünmekteyim.
Öte yandan toprağın yeniden mineralleştirilmesi tüm Dünya’da yaygın hale getirildiğinde sera gazında önemli azalmaların olabileceği bilimsel çalışmaların bir diğer sonucudur.
Kimyasal gübre dünya topraklarını tüketiyor!
Ekonomik dar boğazda olan Türkiye’nin bugün en önemli sorunlarından biride tarımı olumsuz etkileyen kimyasal gübre fiyatlarındaki artış, buna karşın çiftçimizin alım gücündeki azalıştır.
Aşırı yağış ve aşırı tarım nedeniyle Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki topraklarda makro-mikro besin elementleri sırasıyla ya yıkanarak yok olmuş veya toprak bünyesinde tükenmişlerdir.
Bunun sonucunda da toprak her geçen gün daha fazla asitleşerek çay ve fındık tarımındaki yıllık ürün miktarında ve kalitesinde düşüşler yaşanmaya başlamıştır.
Giderek tükenen bölge topraklarından istenilen verim alabilmek için her geçen yıl daha fazla kimyasal gübreye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kısır döngüde sürekli olarak tekrarlanmaktadır.
Öte yandan aşırı yağışlar nedeniyle topraktan yıkanarak bitki kökünün ulaşamayacağı derinlere inen kimyasal gübre derinlerinde birikerek yeraltı sularının kirliliğine neden olmakta, insan sağlığını tehdit etmektedir.
Toprağı yeniden mineralleştirme çalışmaları hız kazandı.
Bütün bu gerçekleri gören Birleşmiş Milletler ve bazı tarım ülkeleri, Avustralya, Amerika, Brezilya ve İngiltere ve Avrupa ülkeleri bitki besin elementlerince tükenmiş toprağı yeniden canlandırmaya ve eski haline dönüştürmenin yollarını aramaya başlamışlardır.
Bu amaçla farklı iklim koşullarında ve farklı oranda tükenmiş topraklarda pilot bölgeler seçilerek toprağın yeniden mineralleştirme deneylerine hız vermişlerdir.
Bitkinin ihtiyacı olan makro ve mikro besin elementlerinin çoğu öğütülmüş bazalt kayasında bulunduğundan yeniden mineralleştirme bazalt tozunun toprağa karıştırılmasıyla sağlanmıştır.


R.A. 1: 20 kg’lık bazalt tozu ile karışık kompost gübre olarak 40km karelik alanı gübreler.
R.A. 2: Bazalt tozunun toprağa serpiştirilmesi.
Ön çalışmaların sonucu ne veriyor?
Halen devam eden tükenmiş toprağın bazalt kayacı tozu ile yeniden mineralleştirmesi denemelerinden elde edilen ön sonuçları aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
Bazalt tozu ile karıştırılarak yeniden mineralleştirilen toprakta asitlik derecesi zamanla düşmüş buna bağlı olarak da toprağın verimi ve bitkinin besin değeri artmıştır.
Bazalt tozu kullanımı ile daha az kimyasal gübreye ihtiyaç duyulmuştur.
Yeniden mineralleştirilen toprakta bitkiler haşereler karşı daha dayanıklı bir durum kazanmışlardır.
Topraktaki volkanik bazalt kayası tozu havadaki karbondioksiti tuttuğundan sera gazı etkisi önemli oranda düşmektedir.
 


Dünya tarımına, çevre ve insan sağlığına yeni bir boyut kazandırabilecek olan “toprağın yeniden minareleştirilmesi” çalışmalarına destek vereceğiniz umuduyla saygılar sunarım.