SAVAŞIN KARANLIĞI!

Ayardır bir ülke bombalanıyor,

Aylardır öldürülüyor bir halk,  

Çoluk, çocuk, kadın, erkek, öğrenci,

Hastane çöküyor, okullar yıkılıyor…

Uçaklar geliyor havadan,

Tanklar geliyor karadan,

Denizden geliyor gemiler,

Ölüm yağdırıyorlar

Bomba, kurşun yağdırıyorlar.

Yakıyorlar, yıkıyorlar, yok ediyorlar;

Yüzlerce yıllık emeği, alın terini, göz nurunu,

Binlerce yıllık insanlık bilgisini, düşüncesini, yaratıcılığını.

Kentler yok ediliyor, yollar, köprüler, işyerleri;

Sanat eserleri yok ediliyor, duygular, düşünceler…

Kömür karası cesetler kalıyor geriye,

Kömür karası sokaklar, caddeler, evler.

Ve ölümün kan kusturduğu çocuklar.

Çocuklar annesiz, çocuklar babasız!

Çocuklar kan, çocuklar gözyaşı;

Çocuklar yalnız, kimsesiz, çaresiz.

Büyük bir Tolstoy’u-Savaş ve Barış’ı var Rusya’nın;

Engin düşüncesi, sanatı, insan severliği.    

Rus halkı istemiyor bu kirli işi;

İnsanların cayır cayır yanmasını-yakılmasını;

Çocukların, kedilerin sahipsiz kalmasını…

Aylardır sürüyor bu savaş,

aylardır bir ülkeye bomba yağıyor, ölüm yağıyor,

Ve aylardır bir halk öldürülüyor:

İnsanlık vicdanını yitirdi,

İnsanlık adalet duygusunu, düşüncesini,

Terazisini yitirdi;

Unuttu, iyiyi kötüyü, güzeli çirkini;

Erdemlerini yitirdi.

Sızlamıyor içlerinde bir yerleri,

Acımıyor yürekleri, yanmıyor bağırları, ciğerleri.

Her işte para öne çıkıyor, kazanç, güç, yayılma.

İnsanlığın ölmesi umurlarında bile değil.

Aç kurtlar doymak bilmiyor.

Yüzlerce yıllık emek, alın teri, göz nuru yok oluyor,

Buhar oluyor uygarlık, çiçekler, barış ve sevgi,

Hiç ilgilendirmiyor ölüm makinesi satanları.

Adalet öldü, vicdanlar sustu; güneş karardı; artık

Tanrı karışmıyor hiç kimsenin işine.