Kolay değildir onca borcun altına girip yönetime talip olmak, krizlerle boğuşmak, onun bunun nazını çekmek. 5 hafta öncesine kadar raydan çıkmış takımı toparlayıp zirvenin bir adım gerisinde olmasını sağlamak. Taşıdığın forma, temsil ettiğin camianın yükü ağırdır. Bunu göğüsleyecek yüreğe sahip cesur insanların işidir güzel yarınları yazmak. Sıkıntılarla yoğruldular, savaştılar, vazgeçmediler, direndiler, gerçeklerle yüzleştiler, kıvırmadılar, kendi doğrularından ödün vermediler ve gelinen nokta ortada.
Şimdi Türkiye’nin dört bir yanında hangi takımın taraftarı olursa olsun ayakta alkışlanan, övgüyle bahsedilen iyi futbol ve başarılı sonuçlara imza atıyorlar. Ortaya güzel bir eserin çıkmasını sağlıyorlar. O nedenle öncelikle yönetim ve Ünal Karaman’ın hakkını teslim etmek gerekiyor. Sonra ise Trabzon şehrine yeniden zirve heyecanını yaşatan oyuncuların. Sahada artık yürekleri bir çarpıyor. Sahada yardımlaşmayı iyi yapıyor. Enerjiyi birbirlerine iyi geçiriyor. Hedefe odaklı oyun ortaya koyuyor. En önemlisi ise giydikleri formanın hakkını vermek için terinin son damlasına kadar akıtıyor. İşte Trabzonspor’un lider Başakşehir’in ensesinde nefesini güçlü bir şekilde hissetmesini sağlayan takımdaşlık ruhu da bu olsa gerek.
İnanın şapkaları önümüze koyup, keyifle Trabzonspor’dan bahsedebiliyorsak, rakipleri de kendimize imrendiriyorsak o zaman tam olmuş demektir. İnşallah ikinci yarıda da bu rüya ligin son maçına kadar sürer. Trabzonspor aynı iştahlı futbolunun yanı sıra kararlılıkla yolunda ilerlemeye, biz de takımımızla gururlanmaya devam ederiz.
Rizespor maçına gelince. Trabzonspor’da hiç kuşkusuz maçın adamı Abdülkadir Ömür’dü. Genç oyuncu attığı gollerle bir ara Bordo-Mavili takımın kalesini kontra atakla teslim almaya çalışan Rizespor’un direncini kıran isimdi. Amiri de işini iyi yaptı. Kaptan Yusuf da çalışkan isimlerden biriydi. Uğurcan ve Hüseyin Türkmen de görevlerini eksiksiz yerine getirdi. Hal böyle olunca farklı skorda Trabzonspor için kaçınılmaz oldu.