Maç öncesi açıklanan ilk onbir, Pereria dışında, oyun sonucunu galibiyete taşıyabilecek bir kadro olarak beni umutlandırmıştı. Edin Visca ‘ya karşı Kamil Ahmet’e savunmanın sol kenarında yer vermeyi önlem olarak açıklamak, Rıza Çalımbay bakımından talihsizlikti.
Bu açıklama, bir yönü ile geçen haftanın başarılı oyuncusu Novak’ın neden oynamadığı eleştirilerini yanıtlamak bir diğer yönü ile de, “ önce gol yememeyi, sonra atabilmeyi açıklamaktadır” Eğer, Pereria’ya ilk onbirde yer verilmek isteniyorsa böyle bir açıklama ve önlem üretmeye gerek yok. Kaldı ki önlem olarak düşünülen Edin Visca-Kamil Ahmet ve Pereria-Arda eşleşmeleri gol yememe önlemini sağlayamadı.
Oyuna bu mantık ile başlarsan yani , bir başka ifade ile nasıl gol yapabileceğinin alternatiflerini değil de nasıl gol yemeyeceğinin önlemini alarak oyuna başlarsan mağlubiyeti çağrıştırırsın.
Rıza Çalımbay, ligin ikinci yarısı elde edilen her beraberlikten sonra şansızlıktan bahsetmektedir. Oysa şansı insanlar kendi yaratır. Eğer sen sahaya sürecek kadroda önyargılı olursan, oyuncuların performansları ile değil de kariyerleri ile ilk on bir oluşturursan, bunu doğuracağı sonuçlar şansızlık değil becerisizlik ya da mesleki yetersizlik olarak tanımlanır.
Oyuna istekli başlayan her iki takımda ilk yarı tempolu ve heyecanlı bir futbol sergilediler. Orta alanı daha iyi kontrol eden ve oyunu genişleten Başakşehirspor oyuncularını, Trabzonspor orta alanı ancak kovalamaya çalıştı.
Her iki kenar eşleşmelerdeki üstünlüğü ile oyunu kanatlardan da kontrol eden Başakşehir böyle bir hücum organizasyonunda ; Edin Visca’nın pasını kafa vuruş ile Trabzonspor kalesine gönderen Adebayor takımını 1-0 öne geçirdi.
Bu dakikadan sonra gol yapabilme düşüncesini oyun alanına taşıyamayan bir kenar yönetimi ancak 86.dakikada ikinci bir golcüyü oyun alanına sürmeyi düşündü.
Oyunda bir varlık gösteremeyen yakalanan ender pozisyonları da değerlendiremeyen Burak Yılmaz’a maç sonuna kadar hoşgörülü davranılması da adil bir davranış olmadı.