SAMİMİYETİNİZE İNANMIYORUM

Bütün dünyanın gözü önünde bir dram yaşanıyor. İsrail Gazze’de soykırım yapıyor ve her türlü savaş suçunu pervasızca işliyor. Çocuklar, kadınlar, masum insanlar bilerek ve isteyerek öldürülüyor. Hastaneler, ibadethaneler, sivil toplanma merkezleri bombalanıyor. İsrail denen suç örgütü bütün dünyanın gözü önünde soğukkanlılıkla cinayetlerini işliyor. Dünya suskun, üç maymunu oynuyor. Türkiye gibi sadece birkaç ülke bu vahşete karşı sesini yükseltiyor. İnsan olan herkesin bu vahşete karşı gelmesi bir vicdani görevdir. Çocuklar ölürken sessiz ve tepkisiz kalmak en azından vicdansızlıktır. Türkiye’de pek çok insan bu vahşete karşı gösteriler yapıyor, protestolar düzenliyor. Yürüyüşler yapılıyor, sloganlar atılıyor, pankartlar açılıyor, bazı ürünler ve iş yerleri protesto ediliyor. Peki, bu vahşete karşı gelip protesto eden insanlar tepkilerinde ne kadar samimi? Bir kısım samimi davranan kesimin hakkını teslim ederek fakat çoğunluğun samimiyetini sorgulamak amacıyla bu konunun birkaç soru ile irdelenmesi gerektiği düşüncesindeyim.

Madem insanların uğradığı zulme hele de din kardeşinizse bu kadar duyarlısınız neden Doğu Türkistan’da Çin zulmünden inim inim inleyen Müslüman Türkler için kılınızı kıpırdatmadınız? Her konusu açıldığında kulaklarınızı tıkadınız, başka tarafa baktınız. Orada da cinayetler işlendi, ibadetler yasaklandı. Bir Müslüman toplum zulüm altında inim inim inledi. Doğu Türkistan’daki Müslüman Türkler belki dünyanın bir yerinde bir Müslüman topluluk din kardeşim diyerek sahip çıkar diye beklediler ama kimse oralı olmadı. Birleşmiş Milletler’de Hristiyan ülkelerin çoğu Çin’i yaptıklarından dolayı kınadı ama ne Türkiye’de ne de başka bir İslam ülkesinde yaprak bile kıpırdamadı.   Hadi diyelim sizin Müslüman tanımınız ve ümmet kapsamınız Arap kültürünün bittiği yerde bitiyor ve bu yüzden Araplaşmamış Doğu Türkistanlı Türkleri din kardeşiniz saymıyorsunuz. Fakat siz Müslüman coğrafyasının Arap veya Araplaşmış diğer bölgelerinde işlenen insanlık suçlarına da sesinizi çıkarmıyorsunuz.

Mesela 1989 yılında Sudan’da askeri bir darbeyle yönetimi ele geçiren ve 2003 yılında başlayan ve tamamına yakını sunni Müslüman olmak üzere yaklaşık 300 bin kişinin öldürüldüğü olayların sorumlusu olarak gösterilen, soykırım yapmak ve savaş suçu işlemekle suçlanan Ömer el-Beşir’e karşı hiç sesiniz çıkmadı. Hatta Türkiye’ye ziyaretini de çok doğal karşıladınız. Filistin’de masumları katleden terörist İsrail’e bu denli tepki gösteren bu grup neden 300 bin Müslümanın ölümünden sorumlu tutulan El Beşir’e bir çift laf bile etmedi?

Yemen’de olanlara da sesiniz çıkmıyor maalesef. Sırf İran yanlısı Şii mezhebine mensup Husilerin yönetimi ele geçirmeleri nedeniyle 2015 yılında Suudi Arabistan ve müttefikleri  Yemen’e karşı askeri harekat başlattı. Çatışmalarda çoğu masum siviller olmak üzere 377 bin kişi yaşamını yitirdi. Suudi Arabistan sadece Yemen’e bomba yağdırmakla kalmadı. Yaptığı abluka nedeniyle Yemenli sivillerin gıda ve diğer insani ihtiyaçlarına erişimi engelledi. Bu abluka sonunda Birleşmiş Milletler verilerine göre 85 bin çocuk açlıktan ve bakımsızlıktan öldü. Suudi savaş pilotun namazını kıldıktan sonra uçağına binerek Fransız ve Amerikan yapımı bombaları Yemenli Müslüman kadın ve çocukların üzerine boşaltması ile bir Yahudi pilotun sinagogda veya ağlama duvarında ibadeti sonrası uçağına binerek Amerikan ve Fransız yapımı bombaları Gazzeli Müslüman kadın ve çocukların üzerine boşaltması arasında ne fark var? Gazze’de terörist İsrail’in ambargosu nedeniyle açlık ve bakımsızlıktan ölen o masum çocuklar ile Yemen’de Suudi Arabistan’ın ambargosu nedeniyle açlıktan ölen masum çocukların ne farkı var? Neden Gazze’deki masumlar için gösteriler protestolar yaparken Yemenli masumların katledilmesine sessiz kalıyorsunuz? Sessiz kalma nedeniniz Gazzeyi bombalayanlar Yahudiyken Yemeni bombalayanların bizler gibi Sunni Müslüman olması mı?  Her yıl hac mevsiminde yüzbinlerce kurban kesilerek ortaya çıkan o devasa et yığınının nerede ve nasıl değerlendirileceği  çözülmesi gereken bir sorun oluyorken hemen yanı başında Müslüman Yemenli çocukların hem de 85 bin gibi korkunç bir sayıda açlıktan ölmesi ve bu durumun görmezden gelinmesi İnsanlık onurunun, ümmet bilincinin neresine sığıyor anlamakta güçlük çekiyorum.

Bu soruların muhatabı olanlar aynada gözlerinin içine bakarak bu soruları kendilerine sormalılar. Kendilerine ne cevap vereceklerini merak ediyorum. Başka bölgelerde yaşanan trajedilere duyarsız kalındıktan sonra istedikleri kadar İsrail denen suç örgütünü protesto için kendilerini paralasınlar objektif olarak benzer tepki vermedikten sonra samimiyetlerine inanmıyorum.