SALİH DURSUN, HERKES GİTSİN!

Salih Dursun, artık bir milattır Türk futbolu için... Haksızlıklara isyan, adaletsizliklere karşı bir başkaldırıdır... Yıllardır bir türlü önlenemeyen katliamlara karşı, artık çığ gibi büyüyecek bir vuruş, vicdanlarda karşılık bulan vakarlı bir duruştur...
Koca Türkiye’nin sporda “Dostunun Yüzkarası, Düşmanının Maskarası” olmasıdır... Salih Dursun’la bütün dünya medyasında yer alışın bir mesajı vardır... Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır...
Hakkı yenen ama bir türlü sesini duyuramayan sayısız kulübün ayağa kalkışı, sessiz yığınların sesidir... Gittikçe çoğalacak kocaman bir gücün “yönetimi şekillendireceği’’ bir dönemin tetikleyicisidir...
Bundan sonra canı yanan her kulüp, takım, hoca, futbolcu, bu ve benzeri tepkileri fazlasıyla verecektir... Gözleri görmez, kulakları işitmez etkili ve yetkili insanlarımız da ‘‘Biz nerede hata yaptık’’ diyecekler ama iş işten geçmiş olacaktır...

***

1999’daki büyük depremde, devlet çaresiz kalmış, günler aylar geçmiş yaraları saramamıştı... Üstelik Kızılay’ın hantal görüntüsü, 50 yıllık başkan Kemal Demir’i, gazetelerin manşetiyle savurdu götürdü...
‘‘İşte Dinozorun Çadırı!’’ başlıklı haberler, aslında bir dönemi hüsranla kapatıyor, yeni bir devri gururla sunuyordu... Tekin Küçükali, başkanlığında Kızılay, sadece içerde değil, bütün coğrafyalarda ülkemizin prestiji oluyordu...

***

12 Eylül 1980 öncesinde Bülent Ecevit, demokrasimizi bir futbol maçına benzetmiş, ‘‘Bir hakem gelir, düdüğü çalar ve maç biter’’ demişti...
Nitekim siyasiler kendi aralarında uzlaşıp kavgayı bitiremeyince ve sorunları çözemeyince darbecilere gün doğdu ve Kenan Evren ihtilal yaparak demokrasi maçını bitirdi

***

Galatasaray ve kayrılan hiçbir kulübe faydası olmayan, Trabzonspor maçında yaşanan katliamı, biz sadece ‘hakem hatası’ deyip geçiştiremeyiz... Futbolumuzda hakemler üzerinden yürütülen bir linç kampanyası var... Müftüoğlu’nun gitmesi, bir başkasının gelmesi bunu değiştirmez...
Saha dışında da kanunlar görmezlikten gelinerek, kurallar hiçe sayılarak, büyük haksızlıklar yapılıyor... Askerlerin tatbikatta çalışmayan tanklara ömür boyu ceza vererek bir yerde teşhir etmeleri ne kadar saçmaysa, tribün kapatarak, seyircisiz oynatarak verilen cezalar da aynı...
Biz bunun yasalara aykırı olduğunu, Bursaspor, Amedspor ve diğer takımlara verilen cezalarla federasyonun ve kurullarının suç işlediğini söyleyip duruyoruz ama onlar bildiğini okumaya devam ediyor...
Futbolumuzu dizayn etmeye çalışan bir güç var... Büyük operasyonlar yapılıyor... Haklının değil, güçlünün hukuku uygulanıyor...
Geçtiğimiz sezon, en iyi futbol oynayan, en çok gol atan Bursaspor’du ama en çok puanı toplatmadılar ve şampiyon yapmadılar... Bu sezon Trabzonspor ve Kasımpaşa’ya büyük zayiatlar verdirdiler...
Daha pek çok kulüp ciddi kayıplarla devredışı bırakıldı... Bazen bir kulübün canı yanıyor, ertesi hafta sus payı veriliyor... Bu adaletsizlik de sürüp gidiyor...

***

Yıldırım Demirören yönetimi tam bir yıldızlar topluluğu... Çoğu, federasyon veya kendi kulübüne başkanlık yapabilecek isimler... Ama çıt yok... Ne inisiyatif alıyorlar, ne de ortalarda görünüyor...
Kritik hiçbir karar alamıyorlar, ne zaman alacaklar, o zaman da Demirören, “Fatih Terim’e bir soralım’’ diyormuş... Eğer adres Terim’se, niye devreye girmiyor... İnanın biz Hoca’nın yetkilerinin ne olduğunu hala anlayamadık...
Dünyada eşi benzeri olmayan Türkiye Futbol Direktörlüğü, ne işe yarar, bilmiyoruz... Eğer, güzel bir şeyse yararlanalım, sadece sıfatsa kaldıralım!..
Kulüpler Birliği’nde yılların deneyimi başkanlar var ama adım atan yok... Trabzon Başkanı Muharrem Usta’nın, kimseyi rahatsız etmeyen feryadına, Bursa Valisi’nin kullandığı otoriteye alkış gerekiyor... Ama ders çıkaran yok...

***

Bakan Bey’e artık bir çağrıda bulunmuyoruz, nerde bir sorun var, kendisi kayıp... Müsteşar’ı sakın ilgilenmesin, güzel olan her şeyi yakıp yıkıyor çünkü...
Beşiktaş’ın efsane Başkanı Süleyman Seba başkanlıktan uğurlandığında üzüntüden kahrolmuştuk... ‘‘Ahmet Dursun, Seba gitsin’’... Şimdi ise görevini yapamayanlara üzülerek sesleniyoruz:
“Salih Dursun, Herkes Gitsin’’