Saadet Partisi yerel ve genel seçimlerde hep kilit pozisyonda oldu.
Ne kadar oy kaybederse kaybetsin Saadet Partisinin her dönem  gövdesi sağlam olmuştur.
Milli Görüş davasına inanan binlerce partili yoluna devam ediyor.
Nisan ayında yapılacak referandum öncesi gözlerin üzerinde olduğu partilerinden biri de Saadet Partisi.
Bir milyonun üzerinde kitleyi etkileyecek güce sahipler.
Genel Başkan Temel Karamollaoğlu geçtiğimiz günlerde canlı yayına çıkarak partisinin referanduma yönelik tavrını açıkladı.
Karamollaoğlu’nun “evet” mi “hayır” mı noktasındaki duruşunu doğrusu çok anlamadım.
Sağ gösterip sol vuran boksör gibiydi!
3 saat süren programda beklenen soruya beklenen cevap gelmedi 
Sayın Karamollaoğlu’nun “Bana şimdi evet der misiniz? diye sorsanız düşünmeden evet derim, ama düşünürsem hayır derim” açıklaması havada kaldı! Şahsen ben hiç tatmin olmadım!
Saadet Partisinin seçmeni son dönemde AK Parti ile aynı zeminde yer aldı.
Aynı frekansta ortak paydalara sahipler.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu partisine ne kadar hakim, ne kadar sözünü dinletecek bu süreçte bekleyip göreceğiz.
Hepsinden önemlisi partinin referandum yol haritası net değil! Sansasyonel bir hal aldı parti!
Trabzon’da görüştüğüm bazı Saadet Partililerin bile kafaları karışık!
Evet diyenler “neden evet” hayır diyenler de “neden hayır” noktasında çekimser!
Oysa bu duruş çokta Saadet Partisine has bir durum değil! 
Bu kadar hassas bir süreçte tavırlarını daha net ortaya koymak zorundalar.
Saadet Partisi yeniden eski günlerine dönmek istiyorsa tavan ve taban arasında bütünlük sağlamalı.
Teşkilatlarına güven veren bir politika ortaya koymalı.
7 Haziran 2015 seçimlerinde Saadet Partisi(SP) 950 bin oyla yüzde 2.06 oy almıştı.
Tekrarlanan 1 Kasım seçimlerinde tablo değişti.
Oylar 325 bine düştü. Beş aylık süreçte 625 bin oy kaybı gerçekleşti. Bu oyların AK Parti’ye gittiğini söyleyebiliriz
Saadet Partisi sandıkta blok halinde hareket ederse referandumun kaderine etkisi çok ciddi olur.