Çarlık Rusya, savaştan savaşa koşmuş, elindeki silahı, cepheyi ve yiyeceği iyice bitmişti. Asker ve halk perişan ve sefalet içindeydi. Bu durumda herkes bir çıkış yolu arıyor, herkes kurtarıcı bekliyordu.
Bu derece imkânsızlıklar içinde bulunan Ruslar, Müslüman topluluklar, kendilerini kurtaracak maddi ve manevi birliği gidemediler. Yani ekonomik güçlerini bir araya getirip, büyük ortaklıklar kurup, fabrikalar, işletmeler ve kooperatifler tesis edip çalıştıramadılar. “Müslümanlar kardeştir.” düsturunu tamamen unutmuştur.
Rus ihtilalinin, sosyal demokratlar eliyle başlattırılıp, sonradan Bolşeviklere yani komünistlere imkân hazırlanmasına sebep olmuştur. O zamanlar, Rusya ' ya bağlı yirmi yedi Müslüman halk topluluğu vardı. Bunlar yirmi yedi parça halinde yaşıyorlardı. Bunun sebebi aralarında ırkçılık cereyanı girmiş ve bu cereyan Ruslar tarafından olanca gücü ile desteklenmiştir. Kendi aralarında ırkçılığı ortadan kaldırıp, iman birliği bulamayanlar; elbette ki, bağımsız devlet haline gelemeyecek, dolayısıyla istiklallerini elde edemeyeceklerdi. Bu durum karşısında, kendileri can evlerinden vurulmuşlardır.
1917 senesi, Rusya için adeta ihtilaller yılı oldu. Lenin Bolşevik ihtilalini başardı. Rus halkı ihtilaller ve harpler sebebiyle yoksunluk içinde çırpınıyorlardı. Lenin idareyi eline alınca ilk tecrübeleri, beklenen sonucu vermedi. Halkın açlığı ve çıplaklığı son dereceye vardı. Yer yer ayaklanmalar görüldü. Bu ayaklanmaları topluca yok ettiler. Ölümleri gören halk açlığa razı olup, seslerini kesip beklediler. Lenin'den yana olmaya ve onu desteklemeye başladılar.
Müslüman cemaatlerin ileri gelenlerinden bir kısmının, komünistlere yardım edip, onların ihtilalde başarılı olmalarını sağladılar. Bunun sebebi Müslümanlar Çar'ın zulmüne uğramış, dinlerinin icabını yaşayamaz hale gelmişlerdi. Ümit ediyorlardı ki, şayet Çarlık idaresi yıkılırsa, kendileri de bu arada İstiklallerini ilan edebilirlerdi.
Sovyet Sosyalist idaresi kuruldu. Hz. Osman’a ait Kur'an nüshası, Stalin'in tavsiyesi ile Müslümanlara iade edildi. Ama bu bir komünist taktiği idi. Çünkü Müslümanlar, komünizm hakkında bilgi sahibi değillerdi.
Böylece, komünistlerin İslam dinine zarar vermeyeceklerini sandılar. Müslümanların ileri gelenlerine bol bol iltifatlar yağdırıp, onlarla iyi geçinmenin yollarını buldular.
Rusya'da ki Müslümanlar da dinlerini öğrenememişti, dinlerini öğrenemeyen kimse, bildikleri kadarını din zannedebildiler. Zaten böyle kimselere, namaz kılmayı, oruç tutmayı serbest bırakıldığında, dini bir serbestinin geldiğini zannederler. Müslümanların en çok yanılmalarının sebebi dini bilgisizlikti.
Müslümanların yanılmaları, bu kadarla da kalmadı. Yirmi yedi halk Müslüman topluluğundan her biri, İstiklal davasına kalkıştı, enteresandır, Müslümanların ileri gelenleri, komünist Rusların yardımları ile İstiklallerini alacaklarını umuyorlardı. Ruslar, bu zaaftan yararlanmasını bildiler, yirmi yedi Müslüman halk topluluğuna on altı İstiklal verdiler. Bunun lehlerine olduğunu düşünseler de, oysa Rusya'nın tam işine gelecek bir şekilde parçalanmış ekmekten farksız olacaklardı. Şimdi olduğu gibi bu parçalar lokma halinde yutuldu.
Ruslar, büyük bir taktikle; “Müslümanları kavuşturacağız” taktiği ile yutma politikası sahneye koydular ve Rusya da Müslümanların sonu oldu.
Allah (C.C.) insanoğluna: “Sen istesen de istemesen de ben Nur 'umu tamamlayacağım. Vesselam.”
***
Maske, mesafe ve hijyen kurallarına lütfen dikkat edelim.