REKTÖR ATAMALARI!..
Aklım almıyor gerçekten 21. yüzyılda Türkiye gibi büyük bir devlette çağdaşlığı ve insana saygıyı hiçe sayarak keyfi atamaları içime sindirmem mümkün olamıyor.
Düşünebiyilor musunuz bir üniversitenin akademik kadrosu kendine verilen yetkiyi kullandı ve 1202 oyla beğendiği ve kendilerini yönetecek adayı belirledi. İkinci aday ise 908 oy aldı . Bu yaklaşım demokratiktir ve alkışlanır.
Ancak genel seçimlerde ben en çok oyu aldım öyle ise ben her şeyim diyen bugünkü iktidar, sandıktan birinci çıkan kişiye de kendisine uygulanmasını istediği yaklaşımı uygulaması gerekirken tam akısını uygulaması bizi şaşırtmaktadır.
Okur yazar olmayan oyun sahibi kendisine oy verdiği ve iktidara getirdiği için itibarlı kişi ; ama kendi düşüncesine ters düşen bir rektör adayına oy veren akademisyenler sıradan gösteriliyorsa burada bir çelişki var demektir.
Demokrat olmak zor iştir. Demokratik olmak kültür ister. Demokrat olmak hoşgörü ister. Bunlar yoksa kendi görüşün dışındaki insanları ötekileştiriyorsan o zaman demokrat olamazsın. Olsan da meşruluğunu inandırıcılığını kaybedersin.
Üniversitelerdeki oy hakkı olan akademisyenlerle dalga mı geçiliyor? Sen bildiğini atayacaksan, oya saygı duymayacaksan o zaman seçime ne gerek var ki? Bu yaklaşım bugünün iktidarına ait değildir.1980 sonrası iktidarlar bu antidemokratik yasaları kullanmışlardır ve bugünkü iktidar da kullanmaktadır.
YÖK’ün ve Yükseköğretim Yasası’nın anti-demokratik biçimde bilimi, sanatı ve özgür düşünceyi devletin kontrolü altına almak için çıkarılmıştır. Akademik özgürlükleri daraltan bu yasa , her dönemde iktidarların işine gelmiştir.
Kendilerini iktidara getiren sandığın iradesine saygıyı bekleyen iktidar ve onun başı diğer sandıklara da saygı beslerse demokrat olur diye düşünüyorum. İki aday arasında 300 oy fark varsa, bu keyfi atama yalnız rektör adayına değil o insana oy veren 1202 kişiye de saygısızlıktır.
Atayan ve atanan bireylerin yasal izahları yok; ama ruhen de izahı olmadığını düşünüyorum. Topluma inandırıcı davranışta bulunmazsanız hangi mevkide olursanız olunuz , saygınlığınızı yitirirsiniz. Çünkü keyfi davranış, demokrasinin düşmanıdır.
Kesinlikle ikinci veya üçüncü kişiler akademik yönden yetersizdir demiyoruz; ama hak etmediği koltuğa oturmalarını da doğru bulmuyoruz. Bizim eleştirimiz, kişinin oyuna saygılı olmaktır. Bir ilkokulda, ortaokulda sınıf başkanlığına seçilen kişiye sınıf öğretmeni, yönetim kadrosu her zaman saygılı olmuştur. Bir üniversiteye seçilecek rektöre verilen oya da aynı saygı duyulması demokratik bir yaklaşımdır.
Seçene, seçilene saygı duyulmayacaksa seçim neden yapılır ki.
Bu göstermelik yaklaşımdan uzaklaşmak ve doğruyu uygulamak özgür düşünen her insanın doğal hakkıdır.
Uyulmayacaksa o zaman seçimi kaldıralım ve ilkokula müdür ataması gibi rektör atayalım.
Kendimizi ve başkalarını kandırmaktan uzaklaşalım.
Ne dersiniz?