REFERANDUMUN ARDINDAN

Bu çalışmayla evetin yüzde 51.4'te kalması benim açımdan süprizdi. Bir yandan Cumhurbaşkanı bir yandan Başbakan ve takviye olarak Bahçeli ve Destici ellerinden gelen gayreti göstererek 'evet'in çıkması için çabaladılar. Netice onların tam beklediği gibi olmasa da kazanmak kazanmaktır şiarıyla yine de mutludurlar.

Başkanlık sistemini yıkım olarak gören hayırcı blok da çok mutlu. Onlar peşinen 'Başkan' olarak Gördükleri Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına doğru adayla çıkmaları halinde ipi göğüsleyeceklerine dönük emareler belirdi. Yani zannettikleri gibi bu millet kayıtsız şartsız bir kişiye biat edecek bir millet değil. Gerektiğinde gerektiği dersi herkese verebilecek kaabiliyette bir karakter taşıdığını artık herkes anlamıştır.

Bundan sonra Türk milleti dendiğinde onun önünde herkes temenna etmek durumundadır. Öyle bir çubukla sürülecek bir sürü olmadığını dosta düşmana göstermiştir.

Yanlız evet cephesi bir şeyi iyi bilecek. Şayet Karadeniz 'evet' tercihinde kararlılık göstermeseydi 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Şekli' tarihe karışırdı. Bu bilgiden hareketle sadece İstanbul merkezli bir yatırım karakteri göstermenin yanlışlığını da idrak etmeleri gelecekleri adına önemlidir.

Artık Trabzon'a rayli sistemin ulaşması için eveleyip gevelemeyi bırakıp 2019'dan önce hızla projelendirilip inşa sürecine geçilmesi gerekiyor. İkinci devlet üniversitesi hemen bu yıl devreye girmeli, ilave olarak şehir hastanesinin inşaatına da biran önce başlanması Trabzon'un hak ettiği bir ihtiyaçtır.

Trabzon'un verdiği yüzde 66.5'lik oy ile her halde İstanbul'un Kadıköy'ünde sandıktan çıkan yüzde 80'lik hayırın hikayesini hükümet edenler objektif değerlendireceklerdir.  Muharrem Usta ile Aziz Yıldırım arasında bir tecih yapıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan hangi eli samimiyetle sıkması gerektiğini de idrak etmiştir zannındayım.

İstanbul için yapılanlara bakıldığında, Boğazı köstebek gibi işleyen, gerdanlık sayılarını Yavuz Sultan Selim'le üçleyen bir hükümete ve Dünya'nın en büyük havalimanını yapan bir Cumhurbaşkanı'na yeterince teveccüh gösterilmediğini Karadeniz'le kıyasladığımızda analamak için müneccim olmaya lüzum yok.

Yani neşet ettiği toprakların değerini çok iyi bilmek durumundadır hem Cumhurbaşakanı hem de Başbakan. Zira Erzincan'dan iyi bir destek alan Başbakan İzmir'den aynı ölçüde destek görmedi. Bütün bunları değerlendirip yatırımlar noktasında her şeyi oralara değil de Karadeniz'e çevirmelerinin hem insani hem de ahlaki bir gerekçesi var artık.

Hizmetle seni sevmeyene beni sev diye diğer bölgelerin kaynaklarını harcamak akilane bir tutum olmasa gerek. 

Bu referandum şunu göstermiştir ki hizmetin merkezi bundan böyle Karadeniz olmalıdır. İç Anadolu ile Karadeniz'e büyük yatırımlar bekleniyor. Diğer bölgelere ise hak ettikleri kadar.