PLATONİK SİYASİ AŞK...

Halkoylaması;  mecazi anlamıyla "Halk oyalaması" sırasında kişilerin birbirlerine, "Hayır" dilemesi gündem olmuştu. "Hayır" sözcüğünün iyilik/mutluluk/sağlık vb. güzellikler getireceğine inanan bizden kimileri,  halkoylaması/referandum döneminde bu sözcüğü öcü gibi görür olmuşlardı.

Ağızlarına "hayır" sözcüğünü almıyor, kalemleriyle "hayır" yazmıyor, telefonlarıyla attıkları mesajlarda "hayır" sözcüğünü kullanmaktan çekiniyorlardı.

Öyle ya, halkoylamasında "hayır" çok çıkarsa işler ne olacaktı?

"Evet" cephesinde;  bu bakımdan "hayır" sözcüğü üvey evlat gibi görülüyor, dile dolanmıyor, arka yollardan dolaşıp "hayırlı olması" dileği farklı farklı sözcüklerle ifade ediliyordu.

Neyse, günler/aylar geçti, bu söylem sıkıntısı atlatıldı.

Şimdi tekrar "Hayırlı günler" başladı.

                                                                   ***

Hiç bir milletvekili arkadaşım yok. Arkadaşım sandığım kişiler milletvekili olunca benden uzaklaştılar. Yanıma uğramıyor, yüzümü görmek istemiyorlar.

Şeytan görsünler...

Dert değil.

Tanıdığım olsa -belki- iyi niyet dileği olarak kabul edip ses çıkarmayacağım, ama hiç yüzyüze

gelmemişiz, ayaküstü olsun konuşmamışız, bakıyorsun iliniz milletvekilinin birinden  "Hayır" sözcüklü mesaj alıyorsunuz her Cuma günü:

"Birliğe, dirliğe, kardeşliğe, sevgiye, dostluğa, barışa vesile olması dileğiyle Hayırlı Cumalar."

İmza: Milletvekili bilmem kim...

"Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niçin öptü" örneği...

Tanımam, etmem, gitmem... Kim bu milletvekili?

Anlaşılan halkoylaması sırasında karaborsa olan "Hayır" sözcüğü ithal edilince piyasaya sürülmeye başlandı.

Bir tür en koyu  tarafından dini yağcılık...

                                                               ***

Birliğe..........................Evet!

Dirliğe............... ..........Evet!

Kardeşliğe...................Evet!

Sevgiye.......................Evet!

Dostluğa, barışa..........Evet de,  "Hayırlı Cumalar" deyimini nereye koyacağız?

Yüce Rabb; diğer günler yanında Cuma gününü daha farklı görüp üstün tutmuş...

Faziletli/erdemli kılmış, kabul etmiş...

Peki, bu böyle kabul edilmişken, Cuma'nın "hayırlılığı" zaten kendi özünde  ihsan buyrulmuşken "Hayırlı Cumalar" dilemek nasıl bir ifade?

Siz; iyilik/güzellik/mutluluk dilemekle mi "Cuma günü" bu erdemi kazanıyor?

"Hayırlı Cumalar..."

"Hayırlı bayramlar..."

Düşünmemekten, bilmemekten, yorumlayamamakta kaynaklanan bir acayip durum...

                                                                ***

Kimilerine -özellikle gençlere- aşk mektupları gelir kimi zaman.

Bizim siyasetçi takımı da öyle... Her Cuma günü, -nasıl olsa TBMM ödüyor-   "vatan, millet, Sakarya"dan dem vuran ve  "Hayırlı Cumalar" dileklerini seçmenine göndererek oy aşkını yenileyenler var.

Platonik siyasi aşk da böyle olurmuş meğer...