“Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından 3 yılda bir 15 yaş grubu öğrencilerin kazandığı bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır.

OECD Eğitim Direktörlüğü'ne bağlı olan PISA Yönetim Kurulu zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; çoktan seçmeli, karmaşık çoktan seçmeli, açık uçlu, kapalı uçlu gibi değişik soru türleri kullanarak, Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma Becerilerini ölçmektedir.

Araştırmaya katılan 79 ülkede; örgün öğretimde kayıtlı olan 15 yaş grubu öğrencilerin bulunduğu tüm okullar tesadüfi yöntemle belirlenmektedir. PISA araştırması kapsamında geliştirilen başarı testleri ve anketleri, Türkiye’de geçtiğimiz Nisan ayında uygulanmıştır. Türkiye Okuduğunu anlamada 49. sıradan 40. sıraya, Matematikte 48. sıradan 42. sıraya ve Fen bilimlerinde de 51. sıradan 39. sıraya çıkmıştır. 2018 PİSA’ya göre Çin birinci olurken onu sırasıyla Singapur, Hong Kong ve Estonya izlemiştir. Suudi Arabistan, Peru, Arjantin, Bosna-Hersek ve Arnavutluk son sıralarda kalmıştır.

Küreselleşen dünyamızda, eğitim alanında yapılan ulusal değerlendirme çalışmalarının yanı sıra, uluslararası düzeyde konumumuzu belirlemek amacıyla eğitim göstergelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle belirli referans noktalarına göre ülkemizin eğitim alanında hangi düzeyde olduğunun, giderilmesi gereken eksikliklerin ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi gerekmektedir. Ülkemiz de eğitim düzeyinin yükseltilmesi amacıyla bu araştırmaya katılmaktadır.

PİSA ya göre okur yazarlık öğrencilerin bilgi ve potansiyelini geliştirip, topluma daha etkili bir şekilde katılması, katkıda bulunması için yazılı kaynakları bulma ve kullanma olarak tanımlanmaktadır. Daha farklı bir ifade ile matematik derslerinde öncelikli hedefimiz; dört işlem yapan çocuklardan çok problem kuran ve çözen bireyler yetiştirmek olmalıdır. Sınavlarda çoktan seçen değil azdan üreten çocuklara ulaşmamız son derece elzemdir.

Türkiye’nin sıralaması PİSA testine göre yükselmesine rağmen, OECD ülkeleri ortalamasının dört ülke altında görünmektedir. Eskiden Türkiye son sıralardayken, şimdi ortalamaya yaklaşmış olmasını başarı olarak göstermek olsa olsa gaflettir. Ülkemizde sınava giren öğrenciler arasında PISA sınavına karşı farkındalığın yükselmesi sonucu az bir artış olması, hiçbir olumlu değişim olmayan eğitimin iyiymiş gibi gösterilme çabalarını anlamak mümkün değildir.

Ülkemizde öncelikle sınav sistemi siyasilerce değiştirilmekte sonrasında eğitim programı bu sınav sistemine göre tasarlanmaktadır. Bunun yerine önce eğitim sistemimizi, daha sonra sınavlarımızı eğitim sistemimize göre şekillendirmek daha doğru olacaktır. Başarı sıralamamızı yukarıya çekebilmek için okur yazarlık kavramı üzerine düşünülmeli, okuyabilen bireylerden ziyade okuduğunu anlayabilen, doğru bilgiye doğru şekilde ulaşan bireyler yetiştirmek için eğitim sistemimizi dönüştürmeliyiz.

Ülkemizde yıllarca sürekli değişen eğitim sisteminin yansımasını gösteren PİSA’dan acil dersler çıkartılmalıdır. Küçük dokunuşlardan ziyade, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak milli bir eğitim sistemine geçilmelidir.