“Güneşin patentini alabilir misiniz?”
Aslında bu bir cevaptı. Bir sunucunun, “Bu aşının patenti kimin?” sorusuna karşılık verilmiş bir cevap. Cevabın sahibi ise çocuk felci aşısının mucidi Jonas Salk’dı. Tüm dünyanın korkulu rüyası haline gelmiş bu hastalığa bir çözüm bulmuştu. Ve bulduğu çözümün patentini alma yoluna gitmemişti. Çocuk felci aşısının günümüzde de aşıya erişimi olan hemen hemen her çocuğa vurulduğu düşünüldüğünde Jonas Salk’ın reddettiği servetin büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir. Ünlü Forbes dergisine göre Jonas Salk aşının patentini almış olsaydı yaklaşık olarak 7 milyar dolarlık bol sıfırlı bir servetin sahibi olacaktı.
Ancak o patentin sahibi olarak tüm insanları işaret etmişti.
Benzer şekilde, “İnsülin bana ait değil, tüm dünyaya ait.” diyen Frederick Banting isimli doktor, insülinin patentini bir dolar karşılığında bir üniversiteye bağışladı. Bu kararın ardından insülin üretimi ve tedavisi hızla tüm dünyaya yayıldı. Milyonlarca diyabet hastası bu sayede tedavi olabildi. Daha sonra Banting’in doğum günü olan 14 Kasım “Dünya Diyabet Günü” olarak belirlenerek ünlü bilim adamı onurlandırıldı. Bilim dünyası içerisinde, sayıları çok fazla olmasa da patent almayı reddeden ve buluşlarını bilimin hizmetine koşulsuz sunan değerli bilim insanları var. Ancak konu sağlık olduğunda bu durumun daha da hassaslaştığı açık.
Covid-19 salgınının tüm dünyayı etkisine aldığı şu günlerde, Hindistan ve Güney Afrika aşı üretimini kısıtlayan patent yasalarının esnetilmesi için Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) dilekçe verdi. Bu teklif örgüte üye onlarca devletten destek görmesine rağmen kabul edilmedi. Çünkü büyük ilaç endüstrisine sahip gelişmiş ülkeler buna karşı çıktı.
Oysaki çok değil, yaklaşık 10 yıl önce Hindistan’da bir grup bilim adamı tüberküloz (verem) bakterisinin genetik şifresini çözmüştü. Ve bilim adamları patent ofisinin yolunu tutmak yerine elde ettikleri bilgileri kamuoyu ile paylaşmıştı. Proje ile ilgili bilim adamlardan biri olan Rajesh Gokhle şöyle söylemişti: “Bütün çalışmalarımızı kamuoyuna açıklıyoruz. Herkes çalışmalarımızdan faydalanabilir ve ilaç geliştirebilir.
Buradaki amaç patent değil, ihmal edilmiş bir hastalık için ilaç keşfi.”
Bu bilim adamının memleketi Hindistan, Covid salgınında yüz kişi başına sadece 8 doz aşı alabiliyorken Amerika ve İngiltere yüz kişi başına 55-60 doz aşı temin edebiliyor.
Salgın bittiğinde bazı insanların kişisel serveti 7 milyar dolar olabilir.
Ancak hiçbir bilim adamının doğum günü “Dünya Salgın Günü” olarak seçilmeyecek ve kimse bu uğurda onurlandırılmayacak gibi görünüyor.
Can kaybı yaşanan hemen hemen her deprem sonrasında söylenen, “Deprem değil binalar öldürür.” sözü mevcut şartlarımız uyarlanırsa şöyle söylenebilir: “Salgın değil insanlar öldürür.”