Eğer ‘Fair-Play’i, protokol tribününde hakim kılamıyorsanız, asla toparlama şansınız olmaz... Ayrıcalıklı spor alanlarında oturanlar aslında rahat maç izlesinler, hoşça vakit geçirsinler diye oturmazlar... Görev bilinci ile hareket etmek zorundalar... Orada oturan herkesi, görevinin gereğini yapmaya davet ediyoruz...
Bütün bakanlıkların bütçesinin ana kalemi Maliye Bakanlığı’nca dağıtılır... Kaderidir maliyecilerin, kimseye de yaranamazlar... Konu siyasetin renkli simaları arasında geçer...

Cemil Çiçek Adalet, Kemal Unakıtan da Maliye Bakanı... Adalet ek bütçe ister, Maliye vermez... Tartışma TBMM Genel Kurulu’na kadar yansır...
Büyük laf ustası Cemil Çiçek. Unakıtan’a çok esprili bir dokundurma yapar:
“Bizde adalet var, para yok. Sizde para var, adalet yok..”

* * *


Türkiye’de artık para sorunu yok... Dünyanın spor bütçesi en yüksek ülkelerinden biriyiz... Ciddi imkanlarımız var...

Hatta Avrupa’nın anlı şanlı devletlerini bile kıskandıracak parasal kaynaklarımız var... Bütün bunlar başarıya ne kadar yansıyor derseniz çok iyimser konuşamayacağız...
O zaman bize düşen bütün bu başarıları teşvik edecek, hatta zorlayacak çalışmaları yapmak... Milli Takım’ımız Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine katılma hakkı elde etti... Ama ne kadar zorlandığımızı hepimiz biliyoruz... İnşallah Fransa’da en iyi dereceyi alacağız buna inanıyoruz...

Bir Dünya ve Konfederasyon Kupası Üçüncülüğümüz, bir de Avrupa Şampiyonasında yarı finalimiz var...
* * *
Finallere katılma konusunda bile hep sıkıntı yaşıyoruz... Sevgisini bu kadar çok veren bir millet ve imkanlarını seferber eden bir devlet daha çoğuna layıktır...

Keşke sevgimizi tribünde yer alarak değil bizzat sahaya inerek ve sporcu olarak göstersek çok daha farklı olurdu...
Kaldı ki mevcut sonuçlarımızı bile genellikle yurt dışından gelen gurbetçi gençlerimizle elde ediyoruz...
Avrupa’da yaşayan üç milyon nüfusumuzdan bu kadar başarılı isimler çıkarken ana vatandaki yetmiş sekiz milyon insanımızdan, otuz beş milyon gencimizden niye bunun on katını, yirmi katını çıkaramıyoruz...
Lisanslı futbolcu sayımız muhtemelen hala 250 binlerdedir... Halbuki 5 milyon kişi arasından Milli Takım’ımızı oluşturursak yeni Arda’lar ihraç etmemek için hiçbir sebep olmaz...
* * *
Neden böyleyiz?.. Çünkü paramız var, adaletimiz yok... Hep projelerle uğraşacağımıza “kavga”yla ömrümüzü heba ediyoruz...

Federasyon bolca para dağıtıyor ama adalet dağıtamıyor... Her ceza alan fırtına koparıyor “çifte standart”dan bahsediyor...

Kulüpler puan aldığı oranda para kazanıyor... Bir hakem hatası veya kazası sonucu puan ya da puanları giden taraf büyük maddi kayba uğruyor... Aldığı ücreti futbolcularına veya hocalarına yansıtacağından ‘kaybedilen’ sadece puanla kalmıyor, aynı zamanda direkt birisinin parası da çalınmış oluyor.

MHK’nın başında Kuddusi Müftüoğlu var... Düzgünlüğünden ve kariyerinden kimsenin şüphesi yok... Pırıl pırıl, yeni hakemleri çıkaracağından da eminiz... Zaman tanımamız gerektiğini de biliyoruz. Ama öbür taraftan da canı yanan takımlarımız kan kaybediyor...
* * *
Aynı eylem için bir kulüp yöneticisine verilen ceza 1 ayla geçiştiriliyor, bir başkasına 1 yıl fatura kesiliyorsa orada adaletten söz edilemez...

Gelen-giden hangi federasyonsa bir türlü güven telkin edemiyor... Sürekli savunmada kalıyor... Kulüplerimiz de saldırı yoluna gidiyor... Adaleti sorgulayacak o kadar çok hata yapılıyor ki bu iddialara zemin hazırlanıyor...
* * *
Dün 10 Kasım’dı, Atatürk’ün ölüm yıldönümü... Savaştan yeni çıkmış, yaraları henüz saramamış, Cumhuriyet’i ilan etmiş bir ülkeyiz...

1924 Olimpiyatları gelip çatmış... Onca şehit, gazi ve sakat bırakmış bir savaştan sonra toparlayabildiğimiz sporcularla Paris’e gitmeye hazırlanıyoruz... Elde hiçbir şey yok...

Atatürk devreye giriyor ve bütçeden bir pay ayırarak olimpiyat takımımızın Paris’e gitmesini sağlıyor... Bununla da yetinmiyor “yanınıza yabancı antrenör de alın” diyor...
* * *
Evet, temelimiz sağlam... İnsanımız kabiliyetli... Gençlerimiz yetenekli... Geleceğimiz aydınlık... Ama artık iç çekişmeleri bir yana bırakalım... Çifte standardı aşalım... Her kulübe eşit davranalım ve geleceğe ümitle bakalım...
Yine Atatürk “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” demişti... Sporun bütün unsurlarını da bu kategoriye dahil edelim...

“Para var, adalet yok” dedirtmeyelim...