ÖZÜR DİLERİM HACIOSMANOĞLU!


Daha Hacıosmanoğlu başkanlık koltuğunu ısıtmadan kulübün ve camianın içerisine sokulacağı bu vahim durumu zaten öngörmüştük.
Gerçi o günlerden bugünleri yorumlamak için kahin olmaya da gerek yoktu.
Çünkü resim apaçık ortadaydı.
Trabzonspor’u sadece çocukluk hayallerinde yönetebilecek kalibrede bir şahsiyet koskaca camianin ağırlığını kaldıramayacak, kulübün bütçesini kotaramayacak, camiayı temsil noktasında zafiyete uğratacaktı elbette.
Çünkü bu iş zor işti!

***

Hacıosmanoğlu iki buçuk yıl içerisinde altı teknik adam eskitip, elli iki futbolcu transfer ederek müsriflikte mastır yaparak zaten futbol literatüründe dengeleri altüst etti.
Yola çıktığı arkadaşlarının neredeyse üçte ikisi daha süreven başlamadan masaldan ayrılmayı yeğledi.
Trabzonspor’un mevcut borcunu üçe katlayarak ibreyi 500 trilyona vurduran Hacıosmanoğlu, kulübün borsadaki hisselerini kese kağıdına çevirip, Trabzonspor’a güvenerek para yatıran yatırımcıları sükutu hayale uğrattı.
Eski başkan ve yöneticileri bulduğu her platformda yerden yere vurarak itibarsızlaştırmayı meziyet bilen Hacıosmanoğlu, kendisi hep doğru işlere imza atıyormuşçasına, onore edilmesi gereken değerleri yok saydı.
Televizyonlara bağlanarak kaba ve çağdışı bir üslup kullanarak iş göreceğini, insan sindireceğini, gözdağı vererek onları yıldıracağını sanan Hacıosmanoğlu, her defasında hayal kırıklığına uğrattı.

***

Hacıosmanoğlu’nun başkan olarak yaptığı tek doğru hamleye rastlasak, inanın bunu övünçle dile getirir, kendisini köşemizden tebrik ederdik.
Fakat bırakın konuşulacak güzel işler yapmayı, Hacıosmanoğlu her geçen gün kendisini de, temsil ettiği kurumu da freni patlamış bir kamyon misali uçuruma sürdü.
Yapılan eleştirileri hep kişisel algıladı.
Bunlardan ders çıkarıp, özeleştiri yapmayı beceremedi.
İnadına, bildiğinden şaşmadı.
Ne acıdır ki, kendisine hiçbir zaman başkan demeye bile dilimiz varmadı.
Ve ne yaptı etti, Trabzonspor’u bir bilinmeze itti.

***

Hacıosmanoğlu daha ne yaparsa yapsın bizi şaşırtamaz derken, gerçekleştirdiği “hakem kapatma” eylemini görünce, şimdiye kadar yaptığımız bütün eleştirilerden hicap duyduk.
Hatta utandık.
Daha da ileri giderek, bugüne kadar aleyhinde yaptığımız her türlü eleştiri için İbrahim Hacıosmanoğlu’ndan ve kamuoyundan özür diliyorum.
Kendisi aslında hakkında  yazılacak, parmak yorulacak, fikir beyan edilecek biri değilmiş.
Biz Hacıosmanoğlu’nu eleştirerek gazete köşelerini boşa işgal etmişiz.
Gerçekten kendisi onu bu kadar ciddiye alıp hakkında yazı karaladığımız için büyük bir özrü hakediyor.

***

Hacıosmanoğlu hakem kilitleme olayının ardından önce efelik yapıp hakemi odasından çıkarttırmadığını söyledi.
Baktı pabuç pahalı, söylemleri büyük cezalarla sonuçlanacak, daha önce de yaptığı gibi yan çizerek, kendisi gelene kadar “hakemin can güvenliğinin tesis edilmesi” talimatını verdiğini beyan etti.
Sonra en büyük gafı yaparak, en değerlilerimiz olan kadınları aşağılayıcı cümleler kurdu.
Tabi ertesi gün tepki alınca yanlış anlaşıldığını dile getirdi.
Ama TFF bunu yemedi.
Büyük cezalar ve hak mahrumiyetleriyle Hacıosmanoğlu’nun biletini kesti.
Tabi olan yine her zamanki gibi “garibim” Trabzonspor’uma oldu.

***

Benim asıl üzüntü duyduğum şey ise, uzman hekimliğinin yanı sıra uzun yıllar meclis çatısı altında soluk alıp veren, yasa mücadelelerine giren Dr. Ali Kemal Başaran’ın hakem kapılarında pineklemesi ve profesör unvanlı koskaca Dr. Yakup Aslan’ın birilerinin elinde kurmalı asker gibi oyuncak olması, talimat beklemesidir.
Geçici koltuklar uğruna bu değerdeki insanlar bu çirkin ve medeniyetsiz ortam içerisinde olmamalı, bu çağdışı eylemlerde bulunmamalıydı.
Umarım Tabipler Odası’nın bu konuyla ilgili söyleyeceği bir söz ve yapacağı bir açıklama vardır.

***

Görünen o ki, tek çözüm olarak, bir babayiğidin çıkıp kongreye gidilene kadar Trabzonspor’a geçici başkanlık yapması, ödenmeyen futbolcu paraları ve borçlar için bir organizasyon düzenlemesi, Trabzonspor’un itibarı ve temsili içinse elini taşın altına koyması gerekmektedir.
Bizim artık ötekinden berikinden küsecek, kızacak, ayrışacak halimiz yok.
Darmaduman olduk, Anka kuşu gibi küllerimizden doğmanın tam da zamanı!
Seferberlik ilan edelim!