Trabzon’un Büyükşehir olması dolayısıyla toplumun rahatı bozuldu. Var olan beldeler kaldırıldı. Köy tüzelkişiliği mahalleye dönüştü. Halk, hizmet alabilmek için kent belediyesine bağımlı duruma geldi.
Ne var ki hizmet istendiğinde ‘Olanaklarımız yeterli değil. Hizmete koymaya otobüsümüz yok’ deniyor. Beldeleri kaldırıp köyleri mahalle yaparken halkın onayı alındı mı? Yok. İktidar olarak siz istediniz, siz yaptınız. Şimdi niçin yakınıyorsunuz? Doğrusu anlamakta güçlük çekiyoruz. Oysa Belediye Başkanı olarak yakınmaya hiç hakkınız yok! Siz, güçlükleri önceden bilerek işbaşına geldiniz. Bu görevi üstlendiniz. Ya kaynak isteyeceksiniz, ya da bulacaksınız.
Trabzon’u Büyükşehir yaparken altyapısı niçin düşünülmedi? Büyükşehir’e bağlanan halkın otobüs isteyeceği hiç aklınıza gelmedi mi? Bunu dönemin Başbakanına iletmediniz mi?
Bugün, Türkiye’de 30 kent Büyükşehir’e dönüştü. 51 il de 2019 seçimlerinde bunlara eklenecek?! Bu demek oluyor ki Türkiye’de Büyükşehir olmayan il kalmayacaktır. Neredeyse küçük ilçeler bile Büyükşehir yapılacaktır?!
Bu uygulama oy kaygısından kaynaklanıyor. Kırsal kesimdeki oylar bir yerde toplanıyor. Bu ise, siyasetçilerin işine geliyor. Aday olan herhangi bir kişi, kesin olarak seçimi alıyor. Böyle giderse iktidarın sırtı yere gelmez.
Sayın Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Özdil’e otobüs hattı açmamak için her komisyon kararında ‘Tetkike bırakılmıştır’ notu düşürüyordunuz. Bundan sonra böyle bir gerekçeniz olamaz. Çünkü Ulaşım Müdürlüğü’nden gelen bir ekip yolları inceleyip ölçtü. Gerekli raporu tuttu. İşleme koyulup koyulmadığını bilmiyoruz. Orası bize karanlıktır.
Ha şu da var. Karayolları ekipleri de Özdil Mahallesi yolunun büyük bir bölümünü işaret levhalarıyla donattı. Otobüs hattı için bulunmaz bir çalışmadır
İnceleme yapıldı. Yol hazır. Şimdi Özdil halkı sabırsızlıkla otobüsün gelmesini bekliyor.
Özdil’in doğal koşulları çok yöreye göre daha uygundur. Galyan’ın dağlarına Büyükşehir otobüsü gidiyor da Özdil’e mi gitmeyecek?
Özdil, imza dilekçesi verdikten sonra Of’un bir beldesine otobüs koydunuz. Bilmediklerimiz de işin cabasıdır. Ne var ki sıra bize gelince çok gerekçe bulunuyor. Halk, bugün-yarın atlatılıyor. Duyduğumuza göre otobüs işi yılbaşı sonrasına bırakılmıştır. Bu da olur mu, olmaz mı? Kesin olarak bilinmiyor ya!
Sayın Başkan, avuntunun da bir sınırı vardır. Avuntu sürekli olursa bıkkınlık, karamsarlık yaratır. Bu halk, çocuk değil. Ağlayan çocuğa bile durdurmak için meme verirler. Siz buna yaklaşmıyorsunuz. Biz, bunun umuttan çok gerçekleşmesini bekliyoruz. Umut karın doyurmuyor.
Halkımızın aldığı maaşın dışında bir gelir kaynağı yoktur. İşi dolayısıyla gittiği il, ilçeye araç parası yetiştiremiyor. Komşu Mahallemiz otobüsten yararlanırken, bize üvey evlat gibi davranılması içimizi acıtıyor.
65 yaş üstü olanlar yasanın tanıdığı ulaşım hakkını gereği gibi kullanamıyor. Mağdur oluyor. Bu durum ise yakınmalara yol açıyor.
Büyükşehir adına 10 tane otobüs satın alındı. Herhalde Özdil’e de bunlardan biri düşer. Yine ‘Size sıra gelmez’ diyebilirsiz. O zaman size bir seçenek sunuyorum.
Almış olduğunuz Özdil’in iki otobüsünü geri verin. Başka otobüs verilmesini istemiyoruz. Bu, bize yeter!
Sayın Başkan, düşünün, taşının ona göre bir karar verin. Bizden alınan 0tobüslerin başka yere çalıştığını görünce bir Özdil yurttaşı olarak yüzüm kızarıyor, utanç duyuyorum. Bu eziklikten bizi kurtarmanız sizin elinizdedir. Bu işi daha çok sürüncemeye bırakmayın!
Günler, aylar gelip geçiyor. Artık sona gelindi. Daha çok bekleyecek miyiz? Biz, otobüs beklemekten usandık. Siz, bu işi ertelemekten usanmadınız mı?
Sürçü lisan ettikse af ola!
Saygılarımla.