Bir Yörük Türk'ü olan Deniz Baykal'ın milli duyarlılığına ve dini duyarlılığına dün inandığım gibi bugün de inanırım.
Son Trabzon ziyaretinde amacını aşan bir yorum yaptığını inkar edecek değilim. "Bu yetkiler bırakın bir kişiyiyi, peygamberi de bozar" demesi asıl meramı anlatırken düştüğü bir nakısadır. Bu sözden hareketle Baykal'ı iman çizgisinin dışına savrulmuş kişi olarak lanse etmeyi hakkaniyetli bulmuyorum.
Bugün Baykal'a saldıranlar dün Efkan Ala'ya söz söyleyememişti. Bundan birkaç yıl önce Ala "Biz yaptığımız işlerden gurura kapılmadık, Mekke'yi geri aldığında Peygamber gurura kapılmıştı" derken gıkı çıkmayanlar lütfen bugün konuşmasın. Biz o gün de bu gün de amacını aşan sözleri eleştirirken; din-siyaset balansının önemine işaret etmiştik.
Baykal 'yetki fazlalığı insanı rayından çıkarır' demek isterken nasıl ki balans ayarını yapamadı Ala da 'Peygamber gururlandı' derken aynı balansı tutturamamıştı.
Niyet kötü değilse sürç-i lisanlar affedilebilir. Çünkü dinimizin emri; 'ameller niyetlere göredir' ilahi mesajında saklıdır. Şahsen iki siyasinin de niyetlerinin kötü olduğu kanaatinde değilim.
Mal bulmuş mağribi gibi Baykal'ı günahkar ilan etmek günahtır. Şaşkınca bir yorum demek ise haktır. Bu hakkı kullanmak için ise dün Ala şaşkınca konuştuğunda ona itiraz etmiş olmak da gerekir.
'Bizim adamımız' diye susanların bugün feryad-ı figan etmeye muktedir oldukları kanaatinde değilim. İstediğini duyan istemediğini dıymayan insanları 'kibir sıtmasına tutulmuş zavallılar' olarak tabirlendiriyorum.
Hayır demeyi tukaka etmeyelim. Hayır diyenler olmazsa evet demenin meşruiyeti olmaz zira.
Evet kazansın amacıyla amacını aşmış bir sözü taban yapıp sıçramak, gerçeğin hırkasını örmeye yetmez.
Baykal bildiğimiz bir lider. Katakulli ile koltuğundan edilmiş bir lider. Kişisel bazı zaaflarını siyasi erkleri ve aktörleri belirlemede basamak yapanlar bugün kodeste "Kuş foli koma foli doli yağayı doli" türküsünü söylemektedirler.
Hazırlıksız konuşmalarda genellikle bağlamından koparılıp alınan cümlelerde bazı arızalar olur. Siyaseti sırf zaaf üzerine bina etmeyedir bizim itirazımız.
Nice büyük büyük siyasilerin ne gaflar yaptıklarını iyi bilirim. Ben gaflar üzerinden değil icraatlar üzerinden siyasetin devam etmesinden yanayım.
Ha Baykal ha Ala, ikisinin şifahi koşurken düştükleri noksanlıklardan, ne evet ne de hayır merdiveninin yükselmesine izin vermeyelim.