Bir futbol takımında defans ve forvetin gerçekten çok büyük rolü vardır fakat bunları birleştiren, köprü vazifesi gören ortasahanın rolü daha da büyüktür. Bu haftaki şampiyonluk yazımda Trabzonspor ortasahasının en önemli eşikleri nasıl atladığına, uyumu en üst seviyeye nasıl çıkarttığına kısaca değineceğim.
Abdullah hocamız geçen sene Beşiktaş’ta şampiyonluk yaşamış olan kritik bir oyuncuyu transfer etti. Beşiktaş’ta kadro yapısı içerisinde çok fazla rol bulamayan bu futbolcunun kim bilebilirdi Trabzonspor’da efsane performans göstereceğini. Doruk noktalardan dip köşelerden gelip Dorukhan gibi güçlü, kuvvetli, mücadeleci bir yapıya dönüşünce bize hem stoperde hem de ortasaha organizasyonunda çok önemli pay sağladı.
Siopis gibi lakabı ciğersiz olan sahada ıslak formasının hakkını veren, 10 numara Bakasetas gibi teknik olan sahaya akıl katan ve Hamsik gibi terminatör vasfı gören bu oyuncular birleşince Trabzonsporumuz hem şampiyon oldu hem de gönüllerin şampiyonluğunu kazandı.
Yedekten giren Berat geçen sezon transfer olduğundaki gibi pek fazla katkı sağlamasa da, takımda neşe kaynağı olması ve yeri geldiği zaman Abdullah Hoca’nın rotasyonunda elinden geleni yapması Trabzonspor için gerçekten bulunmaz bir nimet oldu.
Abdülkadir’in sezon başında çok formsuz olup sahayı ağlayarak terk etmesi, buna rağmen Abdullah Hoca’nın ondan vazgeçmeyerek ona bir baba gibi destek vermesi takımdaki huzurun başarıdaki büyük rolünü gösterdi.
İşte değerli okurlar bu şampiyonluk öyle zorlu yollardan geçilerek kazanıldı ki sabahlara kadar yazsak kelimeler yetmez. Herkesin emeği ve büyük katkısı var. Ama en önemli nokta şu:
Futbol vazgeçenlerin değil gayret edenlerin oyunudur ve bu oyunda herkesi imrendirerek başarıyı yakaladık.
Sözlerime son verirken 8 Haziran benim doğum günümdü. Bu vesile ile herkese sağlıklı mutlu yıllar diliyorum. Haftaya şampiyonluk yazımın son serisi olan forvet bölgesini ele alıp yazımı tamamlayacağım.