Hemen herkes bir göreve talip olduğunda ya da o göreve geldiğinde yönetim anlayışının ortak akıl etrafında şekilleneceğini belirtir. Ancak ne tezattır ki bu hep lafta kalır ve eyleme de kolay kolay dönüşmez.
Bu şehrimizde de böyle...
Bir bürokrat makama atandığında, bir belediye başkanı göreve seçildiğinde veya bir isim milletvekili olduğunda şiar edinmesi gerekir ortak aklı.
Lakin rüştü ispatlama telaşı da işe katılınca tabiri caizse kendi bildiğini okuyor herkes.
Bu isimlerin görev süresi dolduğunda da ortak akıldan uzak alınan kararların ardından elde koca bir “hiç” kalıyor şehir için.
Hal böyle olunca da vebali Trabzon çekiyor.
Atanmış bürokrat arkasına bakmadan memleketine dönüyor, belediye başkanları şehre sadece tatil için geliyor, seçilmiş milletvekilleri ise ilden göç edenler arasına katılıyor.
Yani olan Trabzon’a ve Trabzonluya oluyor.
Uzun lafın kısası bir karar alırken şehrin ortak aklına hizmet etmek gerek.
Yoksa atılan hiçbir adım sonuç doğurmaz, sadece günü kurtarır.
Günü kurtarmayalım, ortak akılla şehre katkı sunalım.
***
İyi bayramlar...